Quantcast
Channel: Hey! Say! Shirushi
Viewing all 178 articles
Browse latest View live

Shiru'nun Çekik Turistlerle İmtihanı

$
0
0
Bu gün bizimkilerle plaja giderken yol üzerindeki müzeye gidelim dedik. Hem teleferikle çıkılıyormuş. İlk kez teleferiğe binmiş oldum böylece. n_n

Yolda alınmış bir karar olduğundan "Önceden söyleseydiniz Japonca ve Korece kitaplarımı alır gelirdim." diye kızdım biraz. Biz gezdik tozduk tabii. Gördüğüm İngilizce konuşan aile dışında da yabancı turist yoktu  başta. Zaten suyu arabada unutup susuz kalınca çabucak geri dönmek için elimden geleni yaptım. -_- Tam çıkışa doğru giderken yanımızdan çekik gözlü bir adam geçti. Ben adam nereli acaba diye düşünürken annem işaret falan yapıyor bak çekik gözlü adam git konuş der gibisinden. :D Ben zaten susuzluktan konuşamayacak haldeyim, adam da yakışıklı değil... Dedim bırak gitsin boşver. :P

Biz bindik teleferiğe tekrar, döndük. Tam çıkış kapısından geçtik ki o da ne?! O.o En az 20 kişilik çekik gözlüler kafilesi! fjksfdg Ben böyle faltaşı gibi gözlerle bakıyorum tabii adamlara. :D Japon olduklarını düşündüm. Ama konuşmaya yeltenmedim hiç. İçlerinden biri bir eşek görmüş fotoğrafını çekiyordu, yanından geçtim. Kadın eşeğe -evet, eşeğe- "Annyeong!" dedi. :D Ben de "Korelilermiş demek ki..." moduna girdim zaten. :P


Benim çekiklere bakışım... :')
Bir de Japon olduklarını sanan anneme "Koreli onlar ;)" derkenki bakışım var ki görmeye değer fjkhsgdk

Böyle işte... Yine de en azından adımı söyleyip "Ben Korelileri çok seviyom yhaa :s.Ss." falan diyebilecek kadar Korece'm vardı çok şükür. :D Ama demedim işte... Japon olsalardı da demeyecektim. Zaten 30-35 yaşına gelmiş ajusshiler-ahjummalar çıkıp da bir Super Junior, bir SS501, bir FT Island dinlemezdi herhalde... :P  Eh, benim de sohbet edecek K-pop dışında konum yok açıkçası. :D

Eskiden çekik gözlü arardı hep gözlerim dışarı çıktığımda. Yanlarına gidip sohbet ettiğim de olmuştu. Ama bu konularda hiç iyi anılarım yok maalesef. Birinde kız beni sapık zannetmişti mesela öyle "Ben Korelileri çok seviyorum, ölüyorum, bitiyorum!" edasıyla konuşunca. fjksgfk Birinde de birazcık yakışıklı bir çocuk bulmuştum ki sevgilisi benden kıskanıp çekiştire çekiştire götürdü çocuğu. :D Anlayacağınız şanssızım ben bu konularda... u_u

Hem bazen düşünüyorum da ben yabancı bir ülkede gezip tozarken bir ergen gelip "Ben Serdar Ortaç'a bayılıyorum! Hande Yener de severim!" falan dese ağzını burnunu kırasım gelir yani. :D Bu yüzden bundan sonra bulaşmıyorum bu işlere... :P

Ağlayacağım Ama Mutluluktan!

$
0
0
SBS tercih sonuçları açıklandı 1 saat kadar önce, bildiğiniz gibi. Ben mutluluktan ölmek üzereyim şu an. :')

Listem şöyle. Bakıp bakıp sırıtıyorum 1 saattir, rüya gibi ya! :D


Şu asilden kazandığım Atakent, benim tam anlamıyla çocukluk hayalimdi. Abim de o okulda okumuştu. Kayıt yaptırmaya gittiğimizde kapıdan girer girmez 7 yaşında bir bücürük olarak "Ben bu okula gidicem!" demiştim. Ta o zamandan belliydi anlayacağınız. :P Okula gerçekten bayılıyorum. Binası çok güzel ya. fjshgdj İzmir'de yaşayan varsa anlar herhalde demek istediğimi. Ben şu kısacık ömrümde görmedim öyle güzel okul. :D

Senenin başından beri içten içe "Atakent olsa keşke..." diyordum. Eğer o yanlış okuduğum, yanlış kodladığım sorular olmasaydı daha iyi bir okulu kazanacaktım. Her işte bir hayır var demek ki gerçekten. :D

Annemlerin istediği okul ise yedek listesinde olduğum Karşıyaka oluyor efenim. İstiyorlar çünkü evimize uzaklığı taş çatlasa 15 dakika. Dolmuş, otobüs ne gelirse gidebiliyorsunuz okula. :P Atakent için ise sadece tek bir otobüs geçiyor ve kaçırırsanız yandınız! :') Yedek liste sırasının bana geleceğini sanmıyorum zaten de, gelirse de annemleri kayıt yaptırmamak için ikna etmeye çalışacağım. 

Çocukluk hayallerimi süsleyen okulu kazanmışken, her sabah seve seve gidecekken -en azından ilk ay seve seve :P- neden istemediğim okula gidip her zaman "Keşke Atakent'te okusaydım..." diyeyim ki? Karşıyaka'nın puanı daha yüksekse ne olmuş? Alt tarafı o okula gidenler SBS'de 2 soru fazla yapmış işte... :P

Neyse dostlar, çok mutluyum çok! :')

"Hey What's Up?" *Akanishi'den Selamlar Getirdim Size*

$
0
0
Akanishi Jin 2 gün önce comeback yaptı dostlar. Hey What's Up! :P


Şarkı öyle ahım şahım bir şarkı değil. Jin'in her zamanki tarzında olduğunu düşünüyorum. Yani Eternal gibi aşık olduğum şarkılar arasına girmekten bir hayli uzak. Ama dediği gibi tam yaz şarkısı olmuş. *-* İnsanın içini kıpır kıpır ediyor. *-* Klibini de beğendim gibi gibi. Abim izlediğinde "Bu ne biçim klip ya, herkes zıplayıp duruyor." dedi. fjhsgfd Hak vermemek elde değil. :') :D Yine de hoş ama ya. Sevdim ben. *-*

Klibi izlerken şu siyah gömlekli kısımlarda Gokusen geldi aklıma. Okul formasını andırdı bana. Bir hüzünlendim ben... :') Jin büyümüş koca adam olmuş, yetmemiş bir de baba olmuş... :') -utanmasam elimde büyüdü diyeceğim fjhgsdjh-

Gokusen akla gelince Akame'nin gelmemesi imkansız tabii... Tam "KAT-TUN'la devam etseydi de Akame..." diye başlayacaktım ki "Evli barklı adamla Kame'yi yakıştırma daha fazla!" diye frenledim kendimi. :D Jin'e alıcı gözle de bakamıyorum artık. Ne zaman fangörl edasıyla "Ay çoook yakışıklıııı! ♥_♥" diyecek olsam evli olduğu geliyor aklıma. fjhsdgfj :D

Neyse efenim... Sevdim sayılır şarkıyı genel olarak. Ama keşke her zamanki tarzının biraz dışına çıksaymış. İlk gün satışlarından haberim yok ama single tutar mı tutmaz mı kararsızım... İlk gün satışları hakkında bilgisi olan da söyleyiversin bu arada. :D Aradım ama bulamadım bilgi. T_T

Hayatımın Ot Gibi Geçen 3 Yılı...

$
0
0
Eski sınıf arkadaşlarım (?) "Sizi çok özleyeceğim, hayatımın sonuna kadar unutmayacağım, en eğlenceli yıllarımdı..." falan filan yazıyor sürekli, görüyorum. Benim için ise hayatımın en berbat senelerinden ibaret ortaokul. İleride çocuklarıma anlatacağım güzel anılarım bile yok. 3 yılı ot gibi geçirdim işte.

6. sınıftayken salak aşklarım yüzünden ders çalışmayıp sonraki 2 yılımı "Keşke 6. sınıfta biraz çalışmış olsaydım..." diyerek geçirmek zorunda kaldım. Justin Bieber dinleyen bir psikopattım. Bana takmış bir Türkçeci mi ararsın, derste falçatayla saçımı kesen Resimci mi... 8. sınıftan sonra en berbat senemdi işte.

7. sınıfa geçtiğimde tam sınıfa alıştım derken hooop karma yaptılar sınıfları. Öğretmenlerin de çoğunu değiştirdiler. Şimdi tekrar alış bakalım yeni arkadaşlara, yeni öğretmenlere... Şimdi de başımda psikopat bir Matematikçi vardı. Hiçbir zaman sevemeyeceğim o kadını... Gerçi iyi de oldu, sırf ona dediklerini yalatmak için tüm yıl deli gibi Matematik çalıştım. Öykü her teneffüs kavga eden, yumruk atan bir kız oluverdi birden. Bütün bunların üstüne bir de yeni platonik aşkım yüzünden her gün ağlıyordum. Alın size berbat bir sene daha...

8. sınıfta ise dörtartıdörtartıdört saçmalığı yüzünden okulum ilkokul olunca yanındaki ortaokula aldırdı kaydımı annem. Annem ve babamın öğretmen olarak çalıştığı okulda okumaya başladım. Bu sefer de başımda psikopat bir İngilizce öğretmeni ve müdür yardımcısı vardı. Ha, bir de geri zekalı sınıf arkadaşlarımın hakaretlerine karşılık olarak beden eğitimi dersinin ortasında "hepiniz o... çocuklarısınız!" deyip dersten ayrıldığım için disiplin olayı çıktı başıma. 3-5 çocuk toplanıp üstüme yürürken ben "Yapmayın arkadaşlar, uslu çocuklar olursanız şirinleri görebilirsiniz!" diyecektim ya sanki... Tüm sınıf birden düşman oldu bana. 1 ay boyunca 3-5 kişi hariç kimseyle konuşmadım. Sınıf benden nefret ettikçe ben de onlardan nefret ettim. Zerre kadar özlemiyorum o sınıfı. Okulun önünden geçtikçe midem bulanıyor. Hayatımın en berbat senesini yaşattılar bana, sağolsunlar (!)...

2-3 kişi hariç hiçbirini özlemedim, özlemeyeceğim... Hepsinden nefret ediyorum! Sınav öncesi kopya için yalvaran sözde arkadaşlarım onlar benim. Şu aptal yıllıkta fotoğraflarını gördükçe parçalayasım geliyor. Bir gün gerçekten verdiğim paraya da acımayıp parçalayacağım o yıllığı. Hiçbirini zerre kadar dahi sevmiyorum.

Ben lisenin de bu tiksindiğim ortaokul yıllarım gibi olmasını istemiyorum. Arkadaş edinmek istiyorum. Dost edinmek istiyorum. İnternet arkadaşlarım dışında arkadaşım olsun istiyorum. Bana ona verdiğim kadar değer versin istiyorum. Gerçekten bu kadar zor mu böyle arkadaş bulmak?...

Shiru'nun Berbat Günlerinden Biri...

$
0
0
Öyle aptalım ki bir işi beceremiyorum...

Bu gün plaja giderken babamla kavga ettik. En sonunda "Gidiyorum ben!" deyip ağlayarak koşmaya başladım. Bilmediğim bir yerdeydim, koştum... Koşabildiğim kadar koştum. Kayboldum. Aradan çok zaman geçmedi ki herkese "13-14 yaşlarında bir kız gördünüz mü?" diye sora sora buldu annem beni. Öyle salağım ki kaçmayı bile beceremiyorum işte...

Arabaya bindirdi annem tekar. Bağırışlar, çığırışlar... Kaç kez kazanın eşiğinden döndük. "Kaza yapsak da gebersek hepimiz!" dedim defalarca. Olmadı işte...

Suç bende değilmiş, o abimdeymiş suç! Ben de ona güvenip onun gibi olmaya çalışıyormuşum! Dünya yıkılsa abim yaptı diyecek adam! Evde üvey evlat gibi davranılıyor resmen. Lise yıllarındayken yaptıkları yüzünden ben de kızgındım abime. Ama ta ki bu güne kadar. Az bile yapmış! Çok iyi anlıyorum şimdi onun hissettiklerini... Keşke o 23 kromozom dışında başka bir alakam bulunmayan adam suçu abime atacağına "İki çocuğum da böyle davranıyorsa sorun bende mi acaba?" diye düşünebilseydi...

Aslında kavgaya sinirlenmiyorum çok. Yaptıklarına sinirleniyorum! Daha kahvaltıda konuşmuştuk, istemediğim okula gönderecekler beni. Puanı daha yüksekmiş, eve daha yakınmış... İstemiyorum! 5-10 puan daha yüksek diye istemediğim bir okula 4 yıl boyunca katlanmak istemiyorum!

Abim lisede eşit ağırlık seçecekti, o 23 komozom dışında alakamız olmayan adam sayısal seçmesini istediği için sayısalı seçti. Sonra ne mi oldu? Mühendislik kazandı, okulu bıraktı geldi. Gidip TM'den sınava girdi tekrar. İyi bir puan alınca da bu 23 kromozom dışında alakamız olmayan adam "Hukuk oku!" diye tutturdu. Ama çocuğun hayali psikolojik danışmanlık! Tercihleri yaptı, psikolojik danışmanlığı kazandı istediği gibi. Sonra da "Hukuk yazmadı!" diye kavga çıkardı! Hâlâ hukuk okumayacağı için konuşmuyor...

Ben de abim gibi olmak istemiyorum. Hayatı o yaşamayacak, ben yaşayacağım. Her sabah o okula o gitmeyecek. Bıraksınlar da en azından isteyerek gideyim. İstediğim okulun yanından her geçtiğimde iç çekmemiş olayım...

Bir de "babam" olduğu için saygı bekliyor benden. Ben mi istedim bu berbat dünyaya gelmeyi? Saygı duyacak olsam hepimizi yarattığı söylenen Tanrı'ya saygı duyardım, Ateist olmazdım. Keşke hiç doğmasaydım ya da keşke bu gün ölseydim.

Ama bende öyle bir şans var ki kaçarım anında bulurlar, bileklerimi doğayacak olsam meyve bıçağı bulurum, hap içecek olsam vitamin hapı içerim... Hem ölüm çözüm mü ki sanki?! Tek çözüm bu evden uzaklaşmak... Salak kafam işte! Manisa'dan falan tutan Fen Liseleri vardı. Yazsaydın da yatılı okuyup kafayı dinleseydin ya! "Annemden ayrılamam ben!" diye yazmadım. Salağım işte! 4 yıl sonra üniversiteyi kazanana kadar sabretmeliyim...

Ne Dinliyorum? #1

$
0
0
Dün gece ve bugün yazdığım iki iç karartıcı yazıdan sonra eğlenceli birşeyler yazayım bari dedim. Sonra taslakları karıştırırken bunu buldum. İşte buradayım. :P Eğer bunu da yazmazsam bloguma yolu düşen biri "Psikopat bu kız. Kaç kaç!" moduna girebilir çünkü. :D Moralim de düzeldi sayılır az da olsa. Öyle her zamanki "dünya güzel, yaşamak güzel, çiçekler güzel" modumda değilim ama o kadar da kötü değilim en azından. u_u

Boyfriend - Janus


Efenim ben bu çocukları Boyfriend zamanlarında çok severdim. *.* Biasım da ikizlerden Young Min'di. Sonra ne oldu bilmem hevesim geçti, başka hayranlıklarım oldu... Ama aklımda hep cici çocuklar olarak kalmışlar. :D Dün gece "Ben K-pop'ı bırakınca kimler hangi şarkıları çıkarmış?" diye dolanırken Janus'a rastladım. Bizim çocuklar pek bir büyümüşler, koca adam olmuşlar. O_O Aklımdaki cici çocuk imajı darmadağın şu an. :D Dilime dolandı şarkı. Çok hoş gerçekten. Klibi de ayrı bir hoş. Sevdim yani. *.*

Yalnız adına takıldım şarkının. Janus'ın telaffuzu başta kulağa hoş geliyor ama anlamını çok sevmedim. Roma Tanrı'sının adıymış. Neden Paradise, Janus falan yaparsınız ki şarkı adlarını siz? :P (Infinite geliyor az sonra hüloooğ :D)

BTOB - Insane


Efenim utanarak söyliyciğim ki ben dün gece bu şarkıyı dinleyene kadar BTOB'nin sadece adını biliyordum. :') Insane şarkısının adını duyduğumda da "Sana karşı çok Insane duygular içerisindeyim fgskjdf" diye dalga geçmiştim. :') E ama bu çok güzel şarkıymış? :D

Üyelerin adını falan ezberleyemedim daha. Ilhoon ve Sungjae'yi biliyorum sadece. Sungjae'yi de gruptaki biasım yaptım. :') Insane şarkısından hevesimi alır almaz diğer şarkılarına da göz atacağım bu grubun.

Bu arada şu piyano yakma olayı çok çekici geliyor bana ya. :D Henliğ yüzünden olmalı bence. :') :P *Aym Çrept geliyor efenim!*

Henry - Trap


Daha önce her gün bıkmadan usanmadan bu şarkıyı dinlediğimi söylemiştim. Hala da bıkmış değilim! :D

O piyanoyu yakıp kırmızı Ferrari'ne atladığın, güneş gözlüklerini takarkenki havana "Gözlüklerin Rayban, çok yakışıklısın hayvan!" demekten kendimi alamadığım -djfgskj- müthiş klip! Kyuhyun abin de var yani ayrıca daha ne diyeyim ki ben... :') İki biasım yan yana... :D

"Hastasıyız Henliğ reyiz!" diyor, lafı daha fazla uzatmadan sıradaki şarkıya geçiyoruz. :D

Infinite - Paradise


Bu şarkıyı her zaman sevmişimdir zaten... Çoğu arkadaşım slow diye pek hoşlanmasa da ben slow şarkılar dinlemeyi seviyorum aslında. *.*

Bu arada dün Paradise coverı yapmaya yeltendim. Sonuç, berbat... :') Kız olduğum halde sesim yetmiyor o kadar ince şarkıya. Erkek grup bir de... :D Kız gruplarının şarkılarını zaten hiç söyleyemiyorum ben. Kalafina gibi grupların şarkıları hariç tabii... :')

Şimdi uzuuuuun bir SuJu serüvenine başlayacağız dostlar. Kemerleri takın! :P

Super Junior - Daydream


Madem slow dedik, slowdan gidelim...

Son zamanlardaki SuJu takıntımı sağır sultan bile duydu malumunuz. :P Henüz SuJu'nun tüm şarkılarını dinleyemedim ama dinledikçe daha da çok seviyorum. Daydream de benim aşık olduğum şarkılar arasına girdi geçenlerde. *.*

Ayrıca bu şarkı da cover yapmaya yeltenip kalın sesim yüzünden hüsrana uğradığım şarkılardan. :') Nakaratı çok sorun oluyor, gerisi tamam da... :P

Super Junior - Superman


Özgüven depolamaya yarayan, egonuzu tavan yaptıran bir şarkı... :P Gecenin 3'ünde 4'ünde falan dinlemeyin, uykuyu kaçırıyor. Denendi, onaylandı. :D Onun dışında sınavlardan önce, temizlik yaparken, yorgunken ya da kendinizi gaza getirmek istediğinizde şiddetle tavsiye edilir. :')

Super Junior - Don't Don


İzleyince "Enee! SuJu mu bu?! :O" demiştim önce bir. Mr. Simple'ı falan düşününce çok farklı bir tarz. Rock hatta bu bildiğin. :D Keşke SM hep böyle şarkılar yaptırsa bu çocuklara... T_T

Şarkı çoktan dilime dolandı ve çok sevdim efenim ben. Henliğ de yakıyor yine kemanıyla... :') Yalnız Kyu'cuğum sarı saç açmamış seni be yavrum. Hep kahverengi kal yavrum sen. :D Hangeng'i de açmamış sarı, yalan yok... :') Sungmin'e sarıyı her zaman yakıştırırım zaten. Hennim'e kızıl çok yakışmış. ♥ Askerden dönünce bekliyoruz senden bir kızıl, Heenim. :')

Çok uzattım ben yazıyı ya. :D Andante falan da yazacaktım da, 
ikinci kısıma artık. :P

Kalın sağlıcakla... :')

Shirushi'nin Daldan Dala Konan Yazısı

$
0
0
Ne zaman odamın penceresinden kafamı uzatıp etrafı seyretmek istesem aşağıya düştüğümde öleceğim -7. kattayız, çok alakasız olacak ama 7 uğurlu rakamımdır- gelir aklıma. Ne zaman metroya binecek olsam geldiğinde gözlerimi kapatıp ellerimi sıkı bir yumruk yaparım. Çünkü eğer bakacak olursam aklıma atacağım tek bir adımla öleceğim gelir. -Bir keresinde gözlerimi kapattığımda dengemi kaybedip az daha metro gelirken raylara düşüveriyordum. Son anda kurtuldum ama bu başka bir yazı konusu. :D-

Hayatım bu kadar değersiz mi? Attığım tek bir adımla gidecek miyim bu dünyadan? 

Ölümden korkmuyorum. Hatta aslında bunları yapmamdaki tek neden ölüme olan merakım. O an bir yanım ölümü merak ettiği için ölmek istiyor, diğer yanım ise "Saçmalama salak!" diyor. Şu ana kadar hep saçmalama diyen baskın geldi ve gözlerimi kapattım...

***

Çok alakalı olmasa da sevdim bunu. *-*
Saat 04:23... Ve ben odamın penceresinden dışarıyı izleyip kendi kendime "atlayıp atlamama" polemiğine girmişken bir an karanlıkta yürüyen iki insan gördüm. Belki de gördüğümü sandım. Çünkü saat 4 buçuk! :D

Bu saatte neden mi uyumuyorum? Ben de bilmiyorum ki... Önce komik videolar izleyip gülmekten ağzım yorulacak dereceye geldim. Sonra bir anda ağlamaya başladım. -Ki en büyük hobilerimdendir.- Şu an ise annesi duymasın diye tuşlara kedi edasıyla bakan, uykusuzluktan gözlerinin altında mor halkalar oluşmuş bir kızım. Merhaba! :P

***


Şu an acayip derecede piyano çalmak istiyorum. Gecenin bu vaktinde, evet.

Piyanoyu bırakırken en ufak bir pişmanlık hissetmemiştim. Ama şu an ölesiye pişmanım. Geçenlerde tekrar başladım. Bu sefer kendi başıma yapacağım bu işi. Kurs olmadan, öğretmen olmadan... Çünkü piyano kurslarını benim için işkence haline getiren de öğretmenler olmuştu. -_-

10 yaşındayım. Tam 1 yıldır konservatuarın piyano bölümünde boşluk açılmasını bekliyoruz. En sonunda kayıt yaptırabilmişiz, mutluyuz... Daha önce gittiğim bağlama ve klasik gitar kurslarındaki üşengeçliğe bağlı başarısızlığımdan sonra bir de piyanoyu deneyeceğim. İlk derse gittim heyecanla. Öğretmen çok iyiydi. *-* Çok sevmiştim piyanoyu. Pratik de yapıyordum... Mutluydum yani. *-*

Gel gelelim aradan birkaç ay geçti, kursumuz taşınacak oldu. Öğretmenim de taşınılacak mekan evine ters düştüğü için bırakmak zorunda kaldı. Yeni bir öğretmenim vardı. Adı Tsuri, Gürcü yaşlı moruk!! Koca popolu karı!! Nefret ediyorum. Ciddi manada nefret ediyorum! Onun o yarım yamalak tellafuzuyla aşağılamaları, bağırışları yüzünden piyanodan soğudum. Kaç kez ağladım...

Sonra öğretmenimi bir kez daha değiştirsek de hiçbir zaman eskisi kadar sevemedim piyanoyu. Kurslar benim için işkence olmaya başladı. Gitmemek için bahaneler uydurup durdum... 3. yılımın sonunda da ilk kez sahneye çıktıktan sonra bıraktım zaten. Ailemin bana işkence çektirmek için para saçmaya ihtiyacı yoktu herhalde. :D

1 yıl boyunca piyanoya elimi dahi sürmedim. Kitaplarımın hepsi raflarda tozlandı. Birkaç ay önce gerçekten pişmanlık duyup tekrar başladım. Çaldığım en son parçadan devam edeyim dedim başta. O da ne?! Sular seller gibi çalabildiğim parçalar pek bir yabancılaşmış bana... :') Jingle Bells'i zor çalacak haldeydim. Düşünün zavallılığımı. :D

Bu sefer kendi başıma becereceğim bu işi! *-* Eski seviyemi yakaladığım an tekrar kursa başlayacağım. *-*

Ah, neyse işte... Saat 5 olmuş. Banyomu yapıp yatacağım. Konudan konuya atladığım saçma yazımı okuyan varsa da özrü borç bilirim. :')

Henry Bize 1-4-3 Diyor!

$
0
0
"Aym çrept, aym çrept!"ten sonra dilime şimdi de "aym sendin van for tri" dolandı. Hayırlı uğurlu olsun. :') Bir 2 ay da bu klibi izlerim artık. :D

Henry'nin yeni klibi 1-4-3 (I Love You)'nun teaser'ı yayınlandı efenim. Uyanır uyanmaz teaser'ı gördüm. Psikolojimi hayal edebiliyorsunuzudur umarım. :D


Veee evet gördüğünüz gibi şarkıya tomboy kızımız Amber da eşlik ediyor. İki yakışıklı bir klipte. asdfjghu :D


 Tabii ki Henliğ'nin Amber'dan daha çok kıza benzediğini söylememe bile gerek yok. :D Ama bu ikiliyi çok sevdim ben efenim! O.O HenBer shipper oldum galiba. Bu benim gay olmayan tek kapılım oluyor. Henry'i bir kızla shipliyorum?! Ben?! Ben?! Shirushi?! :O Gerçi Amber'ı kız gibi görmediğim için içim çok rahat. :D Benim için gay kapıllardan bir farkları yok... :D

Şarkı Trap'ten sonra favorimdi zaten. Klibi de çok hoş olacağa benziyor. Merakla bekliyoruz. :') Şarkının Türkçe altyazısı için şuraya bir tık tık alalım.

Bu arada şarkının adını çok sevdim ben. Başta "1-4-3 ne ola ki?" demiştim. Meğer "I Love You"nun harf sayılarıymış. :P Şarkı sevdiği kıza açılamayan Henliğ'nin I Love You yerine 1-4-3 yazıp mesaj atmasını anlatıyor yani. :D İleride böyle bir durumla karşılaşırsam aynı taktiği kullanacağım. ;) :D

Neyse efenim. Detaylı yorumları klibe saklıyorum. :D

Son olarak. Bir de Chanyeol ile beraber yaptıkları akustik versiyon var ki dinlemeye değer...


  Öyleyse, görüşürüz!! :D

Rang De Basanti *Aamir Khan Eli Değmiş Özgürlük Kokan Bir Film*

$
0
0

Yine Aamir Khan aşkım tuttu, açtım izledim... Aamir Khan eli değip de güzel olmayan bir film var mı?! YOK! :') O üç saat su gibi akıp geçti benim için. Gerçekten müthiş bir filmdi. Aamir Khan'ın izlediğim hiçbir yapımı beni bu denli etkilememişti sanırım. Amma velakin bu onların güzel olmadığı anlamına gelmiyor efenim! :D

En güzel sahnelerden biri...
3 Idiots'taki üçlümüzün bu filmde de olduğunu bilmiyordum. Görünce anılarım depreşti. :')


Beni hem güldüren, hem de düşündüren bir film oldu Rang De Basanti. İzlerken aklıma Deniz geldi, Mahir geldi... Ethem geldi... Arada Gezi Parkı'na gitti aklım, sonra Hindistan'a döndüm... Çoğu zaman da kendimi sorguladım. "Düzeni değiştirmek için ölebilirim deyip duruyorum, gerçekten yapabilir miydim?" sorusu zihnimde yankılandı. Kendime cevap veremediğim anlar yaşadım ve bir baktım ki o koskoca 3 saat geçivermiş...

Her şeyiyle hayran kaldım filme. Hayran kaldığım replikleri yazacaktım. Sonra fark ettim ki hayran kaldığım bir sürü replik var... :D En iyisi hiçbirini yazmayayım ben. İzleyin ve kendiniz hayran kalın. Ama kesinlikle izleyin! 3 saatin hiçbir dakikası için pişman olmazsınız. :')

Hep "Hint erkekleri çok tipsiz! Öğğğk! Tabii Aamir Khan hariç!" derdim ben. Bu film ayrıca bana avcumu yalatmış oldu. :D Aamir Khan'dan daha yakışıklı bir oyuncu gördüm dostlar! İnanabiliyor musunuz?! :O

Lütfen kızlar, lütfen! Salyaları silelim! :P
Ben esmer erkek sevmem efenim. Peynir gibi bembeyaz olan + çekik olanlar tercih sebebimdir. Lakin şu görmüş olduğunuz varlık Siddharth Narayan ve Aamir Khan abisi benim speyşıllarım olurlar. Hint biaslarım onlar benim. :P En kısa zamanda Siddharth'ın filmlerini yalayıp yutmak şart oldu. :D

Son olarak biraz gif ve fotoğraf paylaşıp gidiyorum. Yarın da kendimi Aamir Khan filmlerine adamak dileklerimle... :D








Shiru'nun Dram Filmi Tadında Kâbusu

$
0
0
Sevgili eğlenceli ama bir o kadar da psikopat blog yazarınız Shirushi, depresyonun eşiğinde. Depresyonuna ad bile buldu dostlar! İlk Gün Sendromu! *tamamen atmasyondur*

Çok rüya gören biriyim, daha önce de söylemiştim bunu. Genelde kâbus görmem. Hep güzel, fanfiction tadında rüyalar olurdu bunlar. :D Ama yaz tatili başladığından beri iki kez kâbus gördüm. Daha da görmüşümdür de, hatırlamıyorumdur. :D İkisinin tek ortak noktası kâbus olmaları da değil, okulun ilk gününde geçiyorlar. :')

Bu fotoğraf kâbus temasına da çok uydu fjksdgkj
Birini göreli iki gün oluyor sanırım. Sağ gösterip sol vuran, güzel başlayıp soradan bozan rüyalardan. :D

Erkenden kalkmışım süslenip püslenip formamı giymişim. "İlk gün ahey ahey!" kıvamında okula gideceğim yani. :D Ben evden çıkarken günlük güneşlik olan hava birden bozuyor. Gece gibi kapkaranlık oluyor ve yağmur bastırıyor. Ben de yağmurdan kaçan fare misali otobüs durağına sığınıyorum ki karşıdan son model kırmızı bir araba -hayalimdeki araba- geçiyor. Ben tam "Ah be..." diye iç geçirecekken önümde durup camı aralıyorlar. Meğer 8. sınıfı aynı sınıfta geçirip sinir olduğum çocukların arabasıymış! fjkshfjk 14 yaşında çocuklar araba kullanıyor, müthiş rüya! :D

Ben de yağmurdan kaçmak adına biniyorum tabii arabaya. Gidiyoruz. Yolda birden aklıma çantamı annemde unuttuğum geliyor. Hemen inip yağmurda koşmaya başlyorum. Annemi buluyorum, ayağı kırılmış. O.o İlk günden okula geç kalma korkusuyla hemen çantamı alıp tekrar koşmaya başlıyorum tabii. Otobüse biniyorum. Biner binmez hava tekrar günlük güneşlik halini alıveriyor. u_u Ben heyecanlanıp "LiséLiMm" havalarına giriyorum. :D

Kayıt yaptırmaya giderken okulun fotoğrafını çeken ilk insanım.


Nihayet varıyoruz okula. Bu sefer müstakbel okulumu gördüm gerçekten. Heyecanla okulun kapısına doğru koşarken çantamı bu sefer de otobüste unuttuğumu fark ediyorum! :O "Ne çantaymış be..." diyerek boşverip giriyorum yeni okuluma. :')



Girmemle beraber bütün o "LiséLiMm" havamın suya düşmesi bir oluyor. Neden mi? ÇÜNKÜ YİNE, YENİ, YENİDEN TÜM OKUL ESKİ OKUL ARKADAŞLARIMDI! Abi bu ne ya?! :D Ardından yaşanan bir dolu saçma olay -sıramdan Yeni Rakı şişesi çıkması, okulda yerçekimi kavramı olmadığı için herkesin uçması- sonrasında korkuyla uyandım. :D

Şu an evde yalnızım ve kâbusumu anlattım. FAKIN' KORKUNÇ! :O kfjhsdjk

Anneme bunları anlattığımda "Çok takıyorsun okul konusunu. Boşver." dedi bana. Keza abimin de tepkisi farklı değildi... Ama ne yapayım dostlar? Elimde olmadan takıyorum... Arkadaşlarım kim olacak, en yakın arkadaşım kim olacak, ilk gün neler olacak? Ah ah... Okulların açılması için gün sayıyorum şu an. :') Ama bir yandan da açılmasını istemiyorum. 1 ay sonra o bitmek bilmez sınavlarla başa çıkmaya çalışacağımı, notlarımın düşeceğini, inekleyeceğimi bile bile gün saymak pek de cazip gelmiyor... İlk hafta güle oynaya gideceğim, sonra da blog "Yaz tatili gelsin diye gün sayıyorum! Yeter artık!" ve benzerleriyle dolacak. Aha buraya yazıyorum. :P

Bir Strings Fangörllüğün Dibindeyken

$
0
0
Bu gün Lemon Boy'umun yeni klibi çıktı dostlar. :')

"Lemon Boy ne la?" dediniz, değil mi? Evet, Henry'e Lemon Boy diyciğim bundan sonra. O sarı saçları bana limonu hatırlatıyor fjksdhg


Ölebilir miyim pıliiz?
Ben klibin çıktığını bilmiyordum efenim. Tomo söylemese (Tomo: Küçük Filozof jhsdgf) bir süre daha haberim olmayacaktı. :') Çok teşekkür ediyoruz kendisine buradan da. :')

 


Klip önce kayıt stüdyosunda başlıyor efenim. Sevgili Shiru'nuz bir yandan içinden "Peeh kayıt stüdyosu mu? Çok klişe..." derken bir yandan da "Henliğ çok şekeeer! Saranghae Henliğ!" diye kıvranmaya başlıyor. :')





Hemen ardından Henry ve tiplerine pek bir takıldığım dansçı arkadaşları dans etmeye başlıyorlar. "Tiplerine neden takıldın?" derseniz, bilmiyorum... İlk izlediğimde Henry'e bakmaktan onları görmemiştim bile ama birkaç kez daha izleyince "Böyle tipsizlik olamaz abi!" demeye başladım. fjksdhk



Hemen ardından da yürüyen merdivenli kısıma geliyoruz. Favori mekanım. :') fjksdhk Sevgili Shiru'nuz daha ne olduğunu bile anlayamadan 3 mekan değişiyor klipte. Baştaki "Kayıt stüdyosu mu? Peh..." düşüncem suya düşüyor. Çünkü mekan konusunda gayet bonkör davranılmış. :D Ayrıca Henry aynen Trap'te olduğu gibi dışarı da çıkmış. Box MV değil yani! :D

 Henry böyle yürüyen merdiven önlerinde hoplayıp zıplarken fangörllüğüm yüzünden klibin ilerleyen vakitlerinde birazcık sinir olacağım kız "4-8-6" yazıp gönderiyor bizimkine. Henry'ciğim diyar diyar gezip gördüğü herkese "4-8-6 ne dostlar?" diye sorsa da cevabı bulamıyor maalesef. gjkdhsjk


En en en en en ama en çok beğendiğim kısıma geliyoruz dostlar! Hazır olun! :D


Trap'ten sonra bende başgösteren "Kırmızı Ferrari" aşkını daha önceki yazılarımdan birkaçını okuduysanız biliyorsunuzdur. HENRY'NİN BANA HEDİYESİ BU SAHNE! :') Başta Trap'tekiyle aynı araba olduğunu sanmıştım. Ama bunun koltukları siyah, o arabanınki kremdi! -psikopatlığıma gelin fjkhgsdk- Olsun. Kırmızı Ferrari! ♥ İleride bana Ferrari alacak kadar zengin bir koca bulmam lazım benim. Siwon'la evlensem ancak kurtarır bence fjksdj Siwon'la evlenir Henry'le kırıştırırım. Aşk-ı Memnu 2! fjksdghfj

Henry'nin beni öldürme çabaları vol.3456856 :')

Shirushi fangörllüğün dibine vurup "Henliğ çok seksi! Çok karizmatik!" diye böğürürken birden aklına Amber geliyor ve "Feature yazmışlar da Amber nerede ki hani?" diye düşünüyor. Düşünmesinin hemen ardından tomboy kızımız beliriveriyor zaten.


İşte burada çok sinirlendim ben! Abi oturup saydım. Tam 15 saniye gözüküyor klipte Amber! 15 SANİYE! 15 SANİYE?! Hayır, madem sadece rap kısmını verecektiniz en azından dans da ettirseydiniz azıcık. 15 saniye çıkartıp "Ce ee!" yaptırmışsınız kıza, sonra da feature yazmışsınız. Ben de neler neler bekliyordum çiçeği burnunda bir HenBer shipper olarak... -_-

Ayrıca rap kısmını Amber'a vermeleri de ayrı bir sinir etti beni. Henry'nin rapini daha çok beğeniyordum ben bu şarkıda. Hem İngilizce'ydi! Çok güzeldi! >_< Önce Trap'le Shawol'ları toplayalım, şimdi 1-4-3'yle f(x) hayranlarını -fandom ismi ne ola ki bu kızların?- da alalım mantığınızı anlıyorum ama yapmayın, lütfen... Sinirlendirmeyin beni. -_- 

Ben sinirden küplere binmişken limon çocuk Henry şebekliğiyle beni fangörllüğe geri döndürüyor tabii hemen. :')

Yiyebiliyor muyuz? Sadece dudak da mı olmaz? Hiç mi? Peki, tamam.
Eğer Tanrı varsa beni Henry'le sınıyor bence fjksdhfjk
Vee vee vee Henry'nin en karizmatik, en seksi, en yakışıklı olduğu kısıma geldik dostlar! O_O

Öleyim mi ben ha?! Öleyim mi?! T_T

Saçlarını böyle dikince çok yakışıklı oluyor bu şebek limon. Siyah da çok yakışıyor, kahretsin. Kalbim dayanamayacak bir gün! -fangörllüğün dibinde-

Bir de bir kız var bunun yanında. Kim olduğunu bilemiyorum ama telefonda yazdığına göre Irene'ymiş adı. :') Sinir oldum tabii ben birazcık. Çok değil ama! :D Keşke o kız yerine Amber oynasaymış. -HenBer shipper detected- Garibim Amber 15 saniyecik görünmeseymiş... Bak aklıma geldi sinirleniyorum yine. Tamam, sakinim. Huh. :D


Genel bir yorum yapacak olursam ben bu klibi çok beğendim! Henry olacaktı da ben beğenmeyecektim zaten ha? Mümkünatı yok! Bir 2 ay da bunu izleyeceğim. :') Ama benim için bir Trap olamadı maalesef... Ama Trap'in aksine tam 6 mekan kullanmaları, üstüne üstlük bir de aynı mekanda farklı açılarla yapılmış çekimlerin olması beni gerçekten mutlu etti! Tabii Kırmızı Ferrari olayında iyice uçtum artık. :D Beni sinir eden üç şey oldu. Amber'a 15 saniye verilmesi, rapin Amber'a verilmesi ve o kız yerine Amber'ın oynatılmaması. Onun dışında her şey harika, her şey muhteşem. :')

SARANGHAE HENRY! fjkshdjkf

Peki Nereden Çıktı Bu Super Junior?

$
0
0
Öhöm. Efenim başlıktan anlayacağınız üzere bu yazının konusu "Shirushi'nin ELF olma çabaları"dır. Bakın çabaları diyorum çünkü hala ELF olamadım bence ben. "Çaylak ELF" falan olmuşumdur belki, bilemiğciğim. :D

Tam kadro SuJu efenim bu da. "Ordu gibiler maşallahhh" diyenleri görelim?
En başa dönecek olursak ben SuJu'yu 2,5 yıl kadar önce tanımıştım. İlk dinlediğim şarkı da tabii ki Bonamana. :') Bir şeyi bıkana kadar dinleme huyum sağ olsun ezberlediğim ilk şarkılarıdır aynı zamanda. :D

Tanımasına tanıyordum ama "Ben bunların adlarını bile ezberleyemem ki ehe ehe" diyerek ELF olmaya yanaşmamıştım hiç. Bildiğim üyeler de Siwon, Heechul, Leeteuk, Wookie, Henry ve Kyu'dan ibaretti. Biliyorum dediğime de bakmayın yalnız ha. Henry ve Siwon -malum kaslar- hariç hepsini birbirine karştırırdım. Kyu'ya Ryeowook, Ryeowook'a Leeteuk, Leeteuk'a Heechul, Heechul'e Miyavi-tamam, o kadar uçmadım ama benzediklerini Miyavi bile kabul etti aksjfgjk- dediğimi bilirim. :D Ta ki aşağı yukarı iki ay öncesine kadar. :P


Biraz J-pop'a olan bıkkınlığım, biraz Türkiye'ye gelecek olmaları ve çoğunlukla da Henry'nin Trap'i yüzünden ELF olmaya adadım kendimi. Tabii 25-30 yaş aralığını görünce Johnnys'in tazecik Jrlarına pek bir alışmış olan biri olarak "Ben abi gözüyle bakayım bunlara en iyisi..." demedim değil. :D Sonra bana avucumu yalattılar mı? EVET! :') Teuk'a bile sarkıyorum valla asgfjkgj

Haydin kızlar yandan yandan "Şori Şori" akhsfklh
Efenim benim Bonamana'yla başlayan sevdama diğer çıkış parçaları da eklendi. Çığ gibi büyüdük. Sonra diğer şarkılara bakayım dedim. Love Disease, You Are The One, L.O.V.E falan filan derken çocukları daha da sevdim. Sonra Super Junior-M'i sevdim, malum Henry. :P SJ-T, K.R.Y falan filan diyerek hala sevmeye devam ediyorum. Ayrıca dünden beri tüm şarkılarını dinlemeye de niyet etmiş bulunmaktayım. Bildiğiniz üzere bir şarkının suyunu çıkarana kadar dinlemede üstüme olmadığından bir hayli zaman alacak gibi duruyor, bakalım. :D


Ben çocukların hepsini ayrı ayrı seviyorum ama bir de bias seçmek lazım oldu haliyle. Henry'e olan sevgim malum, çocuğu biasım yaptım tabii hemen. :P Ama sonra baktım ki Trap'e eşlik etmesiyle ve evilliğiyle alakalı olarak Kyu'yu da çok seviyorum ben. Ne yapsam, ne etsem diye düşünürken çözümü buldum! SuJu'ya 13 üye dersek biasım Kyu, 15 üye dersek Henry! ajksfhjk Ki ben aslında "Forever Only15!" diyorum yanlış anlaşılmasın. :')

Yerim sizi ama ben.
Biası seçtik, sıra geldi OTP seçmeye.
-"OTP ney oluyür?" diyecek olursanız, açılımı One True Pairing oluyür. Favori kapıl yani.-

Sungmin, Kyuhyun'dan sonra dikkatimi çeken ilk üye olunca direk "KyuMin smut fanfic" yazıp aradım tabii ben. :D Okuduktan sonra da bir baktım ki KyuMin shipper olmuşum. :D İkinci favori kapılım da EunHae'dir ama. :D Ayrıca "EunHae isREAL" :')


Ben bias, OTP derken çocuklar bir de Japonca albüm çıkardılar. "I can be your hero." dediler, biz de "Why not yavrum?" dedik. :D

Hero klibi azıcık siyahlı bir klip olduğundan -Paul'a sevgilerle- en sevdiğim klipler arasındadır zaten. Şarkıyı da seviyorum. Her şey iyi, güzel, hoş... :')


Albümde en sevdiğim şarkılardan biri de Tuxedo. Nedendir bilmem dinleyince içimi mutluluk dolduruyor, hatta party hard havasına giriyorum. :D


Ben normalde Koreli aydılların Japonca şarkılarını pek sevmem. Uzun zamandır J-pop da dinlediğim için telaffuzları kulağımı tırmalar hep. :D Şarkıların dışında özellikle aydıl camiasının bazıları Japonca konuştuğu zaman camdan atlayasım gelir. "Pokutachi" falan. :D Gülme krizlerine giriyorum genelde. :D

Ama bu demek değil ki SuJu'nun bütün Japonca şarkılarını sevmiyorum. :P

Kanıtı da KRY'dan geliyor!


Çok severim ben bunu mesela. :D

Öldürün beni!
Son söze geçiyorum efenim müsaadenizle...

Bu yazıyı yazarken başta Heechul'ün dönüşünden bahsetmeyi planlamıştım. Sonra "iki aylık ELF olma maceram"a döndü yazı. Eh, güzel de oldu. İleride unutmamış olurum. :D Bu çocukların hepsini ayrı ayrı seviyorum ben. Heenim'in narsistliğini ve ateistliğini askjfjk, Kyu'nun şakalarını, Sungmin'in şirinliğini, Hyuk'un maymunluğunu (ki bence yakışıklı da hıııh!), Shindong'un yağlarını askjhfkj :D Hepsini tek tek yazmayacağım tabii. :D

İçlerinde kasları ve dindarlığı yüzünden pek ısınamadığım tek kişi Siwon'du.
Bakın ne dedi ısınamadığımı duyunca. Ah cağnım benim. :P

Oh! My Lady de severiz biz.
Üzülme sen Siwon'cuğum. Şu performanstan sonra seni öyle bir sevdim ki dindarlığın bile çok şeker geliyor şu an. :') Kasları da sergilemeyi bırakırsan harikasın! :D

"Ankara'nın bağlarıııı büklüm büklüm yollarıııı HAYDEEE!"
Şimdi bu çocuklar haftaya Türkiye'ye gelecek ya, içime öküz oturuyor. Annem izin vermediği için gidemeyeceğim konsere. Platinum bilet alacak kadar para bile biriktirmiştim oysa ki! T_T Gerçi gidip izleyeceğim de ne olacak? Taciz edebiliyor muyuz? HAYIR! :D :D O gün KBS World'ümü açıp fanlightımı alır patlamış mısırımı yerken bir yandan da "Sarange Şupa Juniooo!" diye böğürürüm artık, ne yapalım... T_T Önümüzdeki Super Show'lara falan bakarız artık. :')

Kızıl/turuncu çok yakışıyor yahu buna -_-
Son olarak birkaç klip ekleyeceğim ama ona geçmeden önce "Geçmiş olsun Heenim! Darısı Yesung ve Teuk'ın başına." diyoruz. Malum bu gün bitti askerliği. Keşke bitmeyeydi de Sungdong Cafe'ye attığım mesajların birini okuyaydı... :') Başka zamana artık efenim, ne yapalım... :')
 Kliplere geçip yazıyı noktalıyorum öyleyse efenim. "Yoksa sabaha kadar konuşurum ben." diyecektim ki zaten sabaha kadar konuşmuşum. :D Saat 5 olmuş, 5! :D


Bence Dancing Out klibi SuJu'nun en eğlenceli kliplerinden ama değeri bilinmiyor işte... -_- 
Yalnız havuza atlama kısmında Hyuk kafayı kırıyordu az daha akjgsfj Aman dikkat Hyuk'cuğum. Sen bize lazımsın. :P :D


Yine son derece eğlenceli bir klip. :D Super Junior-T, Super Junior-M'den sonra en sevdiğim altgrup. Şarkılarını çok seviyorum özellikle. :D Ama keşke daha uzun soluklu bir altgrup olsaymış... Ah, ah... T_T


Bu da Shirushi'den tüm ŞupaGörl'lere gelsin efeniiiim. :P

Şimdi Shirushi kaçar, çünkü saat 05:16 ve yakalanmamak için tuşlara kedi gibi basıyor. :D Ayrıca uykusuzluktan gözleri bulanık görüyor ve başı dönüyor. Acilen uyuyacak yani. :D

Kendinize iyi bakın! :D 
Tabii bunu sonuna kadar okuyan çıkmaz ya neyse ajsgjfh

Johnny's Entertainment Neyin Nesi, Kimin Fesidir? - Part 1

$
0
0
Bu gün ilk defa biri uzun zamandır Japonya hakkında yazmayıp Kore hakkında yazmamdan yakındı. Ama elimde değil ki... İnsanların zevkleri zaman içinde değişebilir, bu çok normal. Ben de bu aralar K-pop'tan hoşlanmaya başladım. Biraz da J-pop'tan soğudum belki...

Kim olduğunu bilmiyorum ama muhtemelen bunu okuyacak. O kişiye Japonya hakkında da yazmaya özen göstereceğim konusunda söz verdiğim için artık Japonya'ya kambek yapıyorum yani. Kore hakkında da yazmaya devam edecek miyim? Muhtemelen. Ama Japonya'yı da boşlamayacağım.

***

Kambek haberimizi verdiğimize göre yazımıza geçelim en iyisi. Taslaklarda tozlanmış, hatta küflenmiş bir yazıyı dirilteceğim şimdi. Teee 2012'nin Kasım ayında yazmaya başlamışım düşünün yani. :D 

Japonya'nın en köklü ajanslarından biri olan Johnny's Entertainment'ı tanıtmaya çalışmaya çalışacağım şimdi. Ne kadar olacaksa bakalım... :D

Bir nevi JE'nin özeti asjkfhjk
Ajans, 1962 yılında Johnny Kitagawa dedeciğimiz tarafından kurulmuş. Boşuna köklü demiyoruz yani. :') J Storm ve Johnny's Entertainment adında iki tane yan şirketi var. Tabii ikisi de Johnny's & Associates'e bağlı. Ajansın başında hala Johnny Kitagawa var tabii. Uzun uzun yazmayayım bence adamın adını, Johnny-san ya da J-san olarak anılır genellikle. Ama ben her konuda farklılığımı ortaya koyacağım ya, Johnny-papa diyorum askjfhjk Kendisi 81 yaşında. Hala da ölmeye niyeti yok. :D Ki ölürse bence ajans batar o ayrı konu. :D

İşte bu da Johnny dedeciğimiz oluyor. :')
Johnny-papa'nın bir gizliliği vardır her zaman. 4-5 tane fotoğrafı vardır mesela, kamera önüne çıkmaz. Bu senenin başında ilk kez NHK World'e röportaj verdi. Ama yüzünün çekilmemesini ve sesiyle de oynanmasını şart koştu. Göremedik yani anlayacağınız. :D Röportajda dediğine göre bu gizlilikten yararlanıp konserlerde seyircilerin arasına girip yorumlarını alıyormuş. Vay uyanık vay~ :D

Bazen ben Johnny-papa'nın çoktan öldüğünü ve ajansın başına başka birinin geçtiğini düşünüyorum. Öldüğü anlaşılmasın diye de "Yüzü görünsün istemiyor." ayağına falan yatıyorlar bence. Tabii bu tamamen benim psikopatça düşüncelerimden biri de olabilir fjkhsdfj

Johnny-papa konusunu hallettik demek. Güzeeel.

50 yılı devirmiş bir ajanstan bahsediyoruz sonuçta. Bütün gruplardan bahsetmeye kalkacak olsam zaten bilgim yetmez, bilgim yetecek olsa bile 10-15 yazı yazmam gerekir. :D Bu yüzden hala aktif ve popüler olan gruplardan bahsedeceğim biraz.

Arashi (嵐)


Ben daha doğmadan önce kurulmuş bir gruptur Arashi, vay be. :D Tanıtmaya da zirveden başlıyorum tabii bu arada. :')

Adlarının anlamı "Fırtına" olan ve buna uygun olarak fırtına gibi bir şeye dönüşen bir gruptan bahsediyoruz şu an. 1999 yılında Pony Canyon ajansına -SS501'ın Japonya ajansı- bağlı olarak çıkış yapmışlar. 2001 yılında J Storm'a -az önce bahsettiğim yan şirketlerden biri- geçmişler. İyi de etmişler. J Storm'un "storm"u da Arashi'den gelir bu arada. :D

Derleme albümleri saymazsak toplamda 11 albüm, 41 single çıkarmışlar. Bir ara Arashi diskografisini indirip dinlemeye yeltenmiştim. Yok, olmuyor. Dinlenmiyor. Ben single adlarını bile ezberleyemem ki, bütün şarkılarını nasıl dinleyeyim?! :D Dinlemek isteyen varsa da kolay gelsin fjkdjfg

Arashi, kuşkusuz Johnnys'e en çok kazandıran gruplardan. 
Adamlar en iyi 100 single sıralamasında ilk üç sırayı, en iyi 100 DVD sıralamasına ilk iki sırayı, en iyi 100 albüm sıralamasında ilk sırayı kapmış, yine yetmemiş bir de Oricon'dan en iyi sanatçıödülünü almış. Şaşırdınız mı? Daha durun bakalım. Bu adamlar Oricon'un "2013'ün ilk yarısında en çok kazanan sanatçılar" sıralamasında AKB48'i geçmiş ve 1.liğe cuk diye oturmuş. Sadece 2013'ün ilk yarısında 3 milyon satıp yaklaşık11 milyar yen -Türk lirasıyla yaklaşık 200.000.000 TL- kazanmışlar. Daha da bir ton ödül, rekor, bilmemne var ki yazmakla bitmez...

Telif hakkı yüzünden adam akıllı link bulamadığımdan böyle ekliyorum ne yapayım. -_- Her gruba bir klip ekleyeceğim o yüzden. He ama eğer "Yok Shirushi, ben başka klipler de isterim!" derseniz Believe ve Face Down'a bakıverin.

KinKi Kids


Zirveden başladık, zirvedekilerle devam edelim madem. Şimdi Arashi'yi öve öve bitirememişken Sexy Zone'dan bahsedip sizi soğutmak istemem asjkfhgjk
 
Arashi kurulduğunda en azından doğmama birkaç ay varmış. Lakin KinKi Kids kurulduğunda daha ne idüğü belirsiz alemlerdeymişim ben jsdjsfk

1993'te kurulup 1997'de çıkış yapmış bir ikili KinKi Kids. 16 yıldır aktifler. Üyeleri Domoto Koichi (bize göre sağdaki) ve Domoto Tsuyoshi (bize göre soldaki). Aman diyeyim, soyadları aynı diye sakın kardeş sanmayın! :D Memleketleri aynı, soyadları aynı, yaşları aynı (34 yaşındalar) ama aralarında kan bağı yok. :D KinKi Kids bazen Domoto Kyoudai olarak da anılır, Domoto Kardeşler yani. Ama kardeş değiller dediğim gibi. :D
 
Bu arada Leeteuk'u hep Koichi'ye benzetirim ben. Araya sıkıştırayım dedim bunu da. :D
 
Toplamda 12 albüm ve 32 singleları var. Yine derleme albümler hariç tabii. Anlayacağınız Arashi'den aşağı kalır yanları yok. :D Albümlerden dinlediğim şarkıları çoktur. Hatta Johnnys'te en çok dinlediğim gruplardan biridir. Ama yine de tüm şarkılarını dinleyemedim, ömür yetmez ömür! :D KinKi'lerin şarkıları güzeldir. Güzellik göreceli bir kavram biliyorum ama KinKi şarkıları gerçekten güzeldir. O kadar şarkılarını dinledim, fos çıkanların sayısı o kadar az ki...
 
Klipleri şarkılarına oranla kötüdür yalnız, belirtmeden geçmek istemedim. :D

Ayrıca KinKi Kids, Japonya'nın en çok satan gruplarından. Sadece albüm ve singleları toplamda 25 milyon satmış. (EXILE ve Morning Musume'den daha çok.) Eh, bunun DVD'si var, Blu-ray'i var, bilmemnesi var... Dünya'nın en büyük ikinci, Asya'nın ise en büyük müzik marketi olarak görülen bir ülkede en çok satanlar arasına girmek her babayiğidin harcı olmasa gerek derim ben...

Sadece şarkıları için bile sevilecek bir grup olmalarıyla beraber Yamada'nın ajansa katılmasını sağlayan kişi Koichi olduğu için daha da bir severim. Bizimki küçükken KinKi Kids konserine gitmiş, Koichi'yi görünce çok etkilenmiş. Hala daha "Koichi-senpai! Koichi-senpai!" der durur. :D

 
Diğer gruplar hiç kusura bakmasın, Domoto'lara kıyak geçeceğim.Çünkü onlar KinKi Kids! *-*

Johnnys'te Ai no Katamari'yi söylemeyen yoktur! :D Yamada'dan Akanishi Jin'e, Akanishi Jin'den Fujigaya Taisuke'ye kadar herkes söylemiştir bu şarkıyı. :D Şarkının tarafımca hazırlanmış Türkçe çevirisine ve söyleyen diğer Johnnys'lilere şuradan bakabilirsiniz. Ai no Katamari'nin sözleri Tsuyoshi'ye, bestesi de Koichi'ye aittir bu arada. En sevdiğim şarkı olması için bir neden daha. :') En sevdiğim KinKi şarkısı değil bakın, en sevdiğimşarkı.

Yine "Eh Shirushi çok sevdim ben bunları. Yok mudur başka şarkıları?" diyecek olursanız ben size koskoca KinKi diskograf... Ehe ehe şaka canım. :P Boku no Senaka ni wa Hane ga Aru, Garasu no Shounen, Harmony of December, Jounetsu ve Bonnie Butterfly'a bakıverin. :D

TOKIO


Bu sefer benim doğumumu bırak annemle babam daha evlenmeden önce kurulan bir grupla karşı karşıyayız. :D Yakında "MÖ 2000 yılında kurulmuş..." diye başlayacakmışım gibi geliyor fjksdjk Git gide geçmişe gidiyoruz, birazdan -ya da diğer yazıda- 2000'li yıllara döneceğiz umarım. :D

TOKIO, 1989'da kurulup 1994'de çıkış yapan bir gruptur. Nereden duydum hatırlamıyorum ama Tokyo, eskiden İngilizce'de Tokio olarak yazılırmış. Adlarının anlamı buymuş. Tabii doğru olmayabilir, nereden duyduğumu bile hatırlamıyorum. :D Yalnız çok sinir bir adı var. "Tokio" yazarsın "Tokyo mu demek istediniz?" der, Tokio Hotel'i gösterir falan... -_- İlerleyen zamanlarda bahsedeceğim grup NEWS de aynı dertten muzdarip. Valla yazık çocuklara. (Anam babam yaşındaki adamlara bile "çocuk" diyorum. ajksfhk)

Toplamda 12 albüm 41 singleları var. 41 kere maşallah asjkfjka Evet, doğru tahmin ettiniz. Derleme albümler hariç. :D

TOKIO da diskografisini indirip dinleyemediğim gruplardan -abi 41 single diyorum nasıl dinleyeyim?!- ama buna rağmen çok da sevdiğim bir gruptur. Hiç öyle lafı uzatmayıp sevdiğim şarkılarıyla baş başa bırakıciğim sizi.

Beni karnımı ağrıtacak kadar güldürebilen tek dizi My Boss, My Hero'nun müziği. Grubun üyesi Nagase Tomoya da başroldeydi zaten. Okullar açılmadan tekrar izleyeyim bak ben! O.o Bir de Gokusen izleyeyim diyeceğim ama iki haftada 3 sezon + film deviremem açıkçası. :D
 
TOKIO'ya da kıyak geçeceğim. Şşt! Susun bakayım diğer gruplar! Yılların grubu bu! Senpai, senpai!
 
En sevdiğim şarkıları. 5 dakika şarkıyı avucumun içi gibi bilirim. Ah ah... Duygulandım bak. :')
Bu arada Akanishi Jin ve Kyomoto Taiga tarafından da söylenir bu şarkı. Google amcaya yazın, buluverir o. :P

"Shirushi sevdim ben bu şarkıları, daha başka neler var?" diyecek olursanız Cherie Amour ve Love You Only'e bakıverin.

Tackey & Tsubasa


80'lere inip bahsedeceğim birkaç grup daha vardı ama "Biraz güncele dönmek gerek." diyerek 2000'lere dönmüş bulunuyoruz. :D O birkaç gruptan da bu yazının devamı olacak yazıda bahsederim artık. :D

Tackey & Tsubasa, 1999'da kurulup 2002'de çıkış yapmış bir ikili. Tıpkı KinKi Kids gibi yani. Üyeleri Imai Tsubasa (bize göre soldaki) ve Takizawa Hideaki (bize göre sağdaki). Grubun adının nereden geldiği gayet açık, hiç girmiyorum o konuya. :D Uzun uzun Tackey & Tsubasa yerine T&T olarak anılırlar genelde.

3 albüm, 13 tane de singleları var. 30-40 tane singleı olan gruplardan sonra "Ha?" oldunuz, değil mi? :D T&T 2 aya bir single çıkaracak kadar aktif bir grup değil maalesef... Çok satan bir grup da değil. Az da satmıyorlar ama ha, yanlış anlaşılmasın. Hatta aslında çoğu gruba oranla çok satıyorlar. Çoktan kastım Arashi gibi sürekli rekor kırmıyorlar demekti. :D 
 
En çok satan singleları Venus'tür. Çok da meşhurdur zaten o şarkı. :D

Monogatari adımın Japonca'sı malumunuz. Çok severim ben bunu. :D

Kıyak geçmeyeyim dedim ama tutamadım kendimi. Geçtim gitti! Sexy Zone'a falan geldiğimizde bırakın kıyak geçmeyi şarkı bile koymayabilirim zaten ajsfjkgj

En sevdiğim şarkıları bu sanırım. Klibi de çok eğlenceli hem. :D J-drama izleyen aşinadır zaten şu host club işine. Japonya'ya gidince uğrayacağım ikinci mekan olacak host clublar fjkhdjkf Birincisi ise müzik marketler tabii. :')

"Hoşuma gitti sanki Shirushi, başka neler var?" diyecek olursanız Venus ve Sotsugyou der, bu partı burada noktalarım. 
 
***

Kuyruk gibi uzun yazıları sevmiyorum. Bu yüzden böldüm yazıyı. 2 ya da 3 part olacak. Büyük ihtimalle 3. :D 2. parta yarın başlarım diye tahmin ediyorum. :D İlerleyen partlarda birazcık daha geçmişe dönüp ardından da KAT-TUN ve NEWS gibi -sadece onlar değil tabii- gruplarla da güncele dönmeyi istiyorum. Sonra da Jrlardan bahsedip yazı dizisini noktalayacağım. :D Çenem düşerse bir Part 4 de gelebilir. :D

Umarım okurken keyif almışsınızdır. Çünkü ben yazarken çok keyif aldım ve J-pop'ı ne kadar sevdiğimi hatırladım. Mp4'üme K-pop atmak için tüm J-pop'ları silmiştim. Gidip tekrar atayım onları bak. :P Uzun zamandır KinKi Kids dinleyerek uyumadım, nostalji yapalım biraz. :D

Johnny's Entertainment Neyin Nesi, Kimin Fesidir? - Part 2

$
0
0
Eğer ikinci partı bu gün yazmazsam hiç yazmayacağım, biliyorum. :D Bir şeyi zamanında yapmazsam hiç yapmam genelde. Hazır gaz da gelmişken yazayım bitsin. :D

***

Part 1'i okumadıysanız önce şuraya bir tık tık alalım.
En son Tackey & Tsubasa demiştik. Sıradaki grubumuza geçelim öyleyse. :')

Kanjani8


Johnnys'te en az dinlediğim gruplar arasındalar maalesef. Ama yazmazsam olmayacak. :D

2002'de kurulmuş bir gruplar. "Kanjani8" Kansai Johnny's 8 demek oluyor. Jrlar hakkında yazacağım zaman da bahsedeceğim ama, şimdiden de hafif giriş yapalım konuya. :P Johnnys'te iki çeşit Jr vardır. Kansai Johnny's Junior ve Kanto Johnny's Junior. Bu çocuklar da Kansai Jrlarından yani. :D 8 de üye sayılarını temsil ediyor ancak genelde ters olarak yazılır. Diğer bir anlamı da sonsuzluk yani. :D

Üye sayısı 8 dedik ama fark ettiyseniz fotoğrafta 7 kişi var. Hemen açıklayayım olayı. :P

2005 yılında hem Kanjani8, hem de NEWS üyesi olan Uchi Hiroki'nin yaşı tutmadığı halde içki içtiği öğrenilince NEWS'ten de Kanjani8'ten de atıldı. Ama hala Johnnys'e bağlı olarak çalışıyor. Ajanstan atılma gibi bir durum söz konusu değil. Jr statüsünde sadece. Dizilerde falan oynuyor. :D

Part 1'de Arashi'nin "2013'ün ilk yarısında en çok kazanan sanatçılar sıralaması"nda birinci olduğunu söylemiştim hatırlarsanız. Kanjani8 de aynı sıralamada 5. olmuş. Yaklaşık 665.000 satmış ve yaklaşık 2,5 milyar yen kazanmış -yaklaşık 55.000.000 TL-. Ben sevmiyorum diyorum ama adamlar satıyor abi. :D Singlelarından 3 tanesi, albümlerden 1 tanesi hariç hepsi Oricon'da birinci olmuş ayrıca. Oricon'da birinci olmak da her babayiğidin harcı değildir, kimse kusura bakmasın. :')

Kanjani8'in toplamda 6 albüm -6.sı daha çıkmadı, gelecek ay çıkacak- ve 27 singleı var. Yine doğru tahmin ettiniz, derlemeler hariç. :')

Ai Deshita klibine buyurun efenim.
Hayır, üyelerine ısınabilsem hayranları bile olabilirim. Şarkıların gideri var çünkü. :D

Yine kıyak geçiyorum tabii ben. :P

Life'ı dinlemezseniz darılırım bak. asjkgfjk
En kısa zamanda Kanjani8 diskografisini indirip biraz dinleyeyim ben. Üyeleri de zorla sevdiririm kendime artık, ne yapayım. :D

 "Sen sevmiyorsun ama ben sevdim bunları, bir iki şarkı daha söyleyiver." diyecek olursanız My Home ve Osaka Rainy Blues güzeldir.

V6


Yine, yeni, yeniden ben daha bilinmeyen alemlerdeyken kurulmuş bir grupla karşı karşıyayız. :D

1995 çıkışlı grubumuz V6, tıpkı kouhaileri Hey! Say! JUMP ve senpaileri Hikaru Genji gibi iki alt gruptan oluşuyor. -JUMP'tan Part 3'te bahsedeceğim ama Hikaru Genji'den bahsedeceğimi sanmıyorum dostlar-

Alt gruplardan biri 20th Century, diğeri ise Coming Century. 20th Century'de yaşça büyük 3 üye, Coming Century'de yaşça küçük 3 üye yer alıyor. Toplamda 6 kişiler yani.

12 albüm ve alt grupların ayrı ayrı çıkardığı singlelarla beraber toplamda 46 single çıkarmışlar. Vay be! :D Yine derleme albümleri saymıyorum bakın. :D

Shounen Club'ta Jrlarların söylediği şarkılar arasında V6 şarkılarına sıkça rastlarsınız bu arada. Shounen Club'ı daha sonra biraz daha ayrıntılı olarak anlatacağım zaten, şimdilik televizyon programı olduğunu bilmek yeterli. :D

Biricik Gokusen'imin OST'si Feel Your Breeze içün tık tık.
Gokusen... Ah ah, duygulandım bak. :') Yazıyı bitirdikten sonra gideyim de 1-2 bölüm izleyeyim. Yankumi'mi, 3-D'mi özledim ben. :')

"Beğendim ben bunu, başka güzel ne var?" diyecek olursanız Rock Your Soul der geçerim. :P

NEWS (ニュース)

Massu'nun gözümüzün içine soktuğu P'yi YamaPi'nin P'si sayıyorum. :')
Şimdi geldik en çok bahsetmek istediğim gruba. :') Johnnys'te en çok dinlediğim gruplar arasında olduğuna hiç şüphe yok. :D

2003 yılında 9 üyeyleçıkış yapıp şu an yola 4 üyeyle devam eden bir gruptur NEWS. O kadar çok üye kaybettiler ki... "NEWS artık devam edemez, bitti." gibi laflara rağmen hala yıkılmadılar, ayaktalar. *alkışlar* Neden bu kadar üye kaybettiler diyecek olursanız, ben de bilmiyorum. Hepsinin ayrı ayrı sebepleri var.

İlk singleları NEWS Nippon'u 9 üyeyle çıkardılar. Debutun ardından üyelerden Takahiro'nun "eğitimine odaklanmak için" ajanstan ayrıldığı belirtildi. Ama eğitimine odaklanacak çocuk ayrılışından 2 yıl sonra gitti One Ok Rock -evet, bildiğimiz One Ok Rock- üyesi olurverdi. Pop tarzı değilmiş herhalde, rocka adadı çocuk kendini aklsfjkl

2005 yılında Kanjani8 hakkında yazarken de bahsettiğim üye Uchi Hiroki yaşı tutmadan içki içtiği için iki gruptan da atıldı -kibar deyimiyle süresiz olarak askıya alındı-. Aradan 1 yıl geçmedi ki Hironori Kusano da Hiroki'yle aynı sebepten dolayı gruptan atıldı. Böylece NEWS, 6 kişi kalmış oldu. Ama daha durun. Bitmek bilmiyor bu çocukların acısı...

Aradan 5-6 yıl geçti, NEWS bayağı popüler tabii 6 kişiyle. Bu arada grubun lideri YamaPi (Yamashita Tomohisa) solo çıkış yapmış, Nishikido Ryo da aynı anda hem Kanjani8, hem de NEWS'te. Tegoshi Yuya ve Masuda Takahisa da Tegomass olarak çıkış yapmış. Diğer iki üye de NEWS ile devam ediyor hala.

6 kişilik zamanlardan...
Derken 2011'in sonlarına doğru bir gün YamaPi ve Ryo'nun gruptan ayrıldığı açıklanıyor şak diye. YamaPi solo kariyerine odaklanmak istiyormuş, Ryo ise Kanjani8 ve NEWS'te aynı anda bulunmanın zor olduğunu söyleyip NEWS'i bırakmış. 

Ryo bana hep soğuk ve NEWS'i yeteri kadar sevmiyor gibi gelirdi zaten. Yoksa neden Kanjani'yi değil de NEWS'i bıraktı ki? Hem de NEWS, "zor geliyor" dediği zaman uzun zamandır single bile çıkarmıyorken... Tamamen kılıf uydurmuş işte. Bırakmasının nedeni zor gelmesi değil de YamaPi'nin gidişiydi belki. Belki de gruba sadece YamaPi için katlanıyordu. Ryo iyi ki gitti. NEWS'in kalan 4 üyesi gittiği için üzülse bile ben üzülmüyorum, hiç üzülmüyorum. Üzülsem üzülsem NEWS'in döktüğü gözyaşlarına üzülürüm. Aha o kadar.

YamaPi'ye ise pek bir şey diyemiyorum. Hayali sonuçta. Ama yine de kızgınım ona. Ayrılmadan önce hakkında çıkan NEWS'i bırakma dedikodularını yalanlayıp sonra bir de ayrılmak çok kötü oldu. En azından adam akıllı çıkıp "Evet, ayrılmayı düşünüyorum." deseydin, değil mi ama? En olmadı ayrıldığın gün bir özür falan dileseydin evladım be... Çok kötü oldu, çok. -_- Sonra bir de konserinde mektupla hayran toplamaya çalışması falan. ("Mektup olayı ne? Bilmiyorum ben." derseniz Filozof Tomo'mun şu yazısına davet ediyorum sizi.)


Neyse işte... 4 kişilik konserlerini izlerken döktükleri gözyaşları içimi sızlatsa da bence NEWS 4 kişiyle NEWS oldu. Şimdiki üyeler birbirine bağlı olmasalar Tegoshi ve Massu da NEWS'i bırakıp Tegomass'la yola devam edebilirlerdi. Shige ve Koyama da belki ikili bir grup kurardı, belki de ajansı bırakırdı... Ama yapmadılar. Neden mi? Çünkü şu an bir grubun olması gerektiği gibi birbirlerini seviyorlar.

Ayrılık mevzusunu geçelim öyleyse, bayağı da uzun oldu zaten. Bu konu hakkında ayrı bir yazı yazmalıydım belki de. :D

NEWS'in anlamı North East West South. 5 albüm, 16 tane de singleları var. Tabii derlemeler hariç her zamanki gibi. :D

En sevdiğim klip ya da şarkı diyemiyorum, çünkü sevdiklerim o kadar çok ki ayıramam! :') Ama çok severim Taiyou no Namida klibini de, şarkısını da. :')

Bu sefer double kıyak geçiyorum. Çünkü onlar NEWS! Çünkü onları çok seviyorum! :D

Yine 6 kişilik zamanlardan iki klip. Sevdiğim çoğu klip o zamanlardan oluyor zaten. :D

"Bu grup sevilmeyecek gibi değilmiş Shiru, başka şarkılar da isterim!" derseniz Cherish, Fighting Man, Koi no ABO, Izanaizuki, Sakura Girl, Full Swing, Share, Bambina, Happy Birthday, Tegoshi'nin solosu Ai Nante... Abi bu gidişle bütün şarkıları yazarım ben ajshgfjk En iyisi siz bütün NEWS şarkılarına bakın, sonra da hızınızı alamayıp Tegomass'a dalın. Başka yolu yok. :D :D

KAT-TUN


 Yine en çok dinlediğim gruplardan. Zaten ben Johnnys'ten adam akıllı kimi dinliyorum ki? JUMP, NEWS, KinKi ve KAT-TUN. Başka yok. :') Kisumai'den falan da soğudum zaten. İnadına onları yazmayacağım hatta fjkhdj Bu dinlediğim 4 grup içinde şarkılarını en çok sevdiğim KAT-TUN sanırım. KinKi de olabilir... Ama KAT-TUN diyorum! :D

Bir de KAT-TUN benim tanıdığım ilk Johnnysli grup. :') Ben tanıdığımda White singleı yeni çıkmıştı. 2011'in Mayıs ayında çıktığına göre 2,5 yıl olacak yakında. Vay anasını... :') KAT-TUN'dan hemen sonra da YamaPi ve Tegomass'ı tanıdım yanlış hatırlamıyorsam. :D


 KAT-TUN, 2001'de kurulup 2005'te çıkış yaptırılan bir grup. Johnny-papa çocukları yıllarca bekletmiş işte... -_- Bazen rock müzik yaparlar, bazen de pop... Ama ne yalan söyleyeyim ben rakçı KAT-TUN'u daha çok seviyorum. Lips'i sevdiğim kadar Lock On'u sevmem mesela. (Ki Lock On'u çok sevdiğimi düşünürsek Lips'i ne kadar seviyorum tahmin bile edemezsiniz kjgsdh)

 6 üyeyle başlamışlardı ancak 2010'dan beri 5 üyeyle devam ediyorlar. Akanishi Jin solo kariyeri için gruptan ayrıldı. Tee Amerika'lara gitti. Sonra geldi, evlendi, çocuğu oldu. Kariyeri bitme noktasına geldi zavallımın. Geçen ay ise comeback yaptı. Kutluyoruz kendisini. :') Çok severim ben Jin'i. Hatta Akame'yi de... :') Gokusen geldi aklıma yine bak. :P :D

KAT-TUN'un toplamda 6 albüm ve 19 singleı var. Hepsi birbirinden güzel, harika, muhteşem... :') Gerçi Expose ve Face to Face'i pek beğenmemiştim ya neyse... :D

 KAT-TUN bias seçemediğim gruplardan bu arada. Bazen en çok Kame'yi severim, bazen Ueda'yı, bazen Junno'yu... Maru ve Koki'yi de severim. :D Koki'yle bir ara aramız çok fenaydı ama pek bir iyiyiz şu an. :D

Bu şarkıyı ne zaman dinlesem yağmurlu bir sabah dershaneye gittiğim aklıma geliyor. Okul zamanı dinleyince insan... :D Lakin bana okulu hatırlatmasına rağmen sevdiğim şarkılardan. :')

KAT-TUN'a triple kıyak geçeceğim çünkü hemen hemen bütün kliplerini seviyorum ve ayrım yapamadım. :D


Bazen Junno'ya Changmin, Changmin'e de Junno diyesim geliyor. jkfsdhjk

Son olarak "KAT-TUN çogzelmiş, başka şarkılar da isterim!" derseniz Lock On, Change Ur World, Hell No, Rescue, Love Yourself ve Star Rider der bu partı da burada noktalarım.

***

Dinlene dinlene tam 6 saattir bunu yazıyorum. Öldüm, bittim. :D 3. partı da yarın yazacağım. Bahsedeceğim 4 grup ve Jrlar kaldı. Başka 2 grup ve 2 soloya da "Belki bahsederim..." diyorum. Büyük ihtimalle 4. partı da yazmak zorunda kalacağım. Bir başladım mı çenem düşüyor maalesef. :D 5. part da geliyormuş... fjkfsdf Yok canım. 4.de noktalarım. :')

Neyse. Shirushi kaçar. :D

Kyou no Hi wa Sayonara *Ölüme Dair Bir Film*

$
0
0
"Renkli kalemlerin kokusu...
Çırpma sesi...
Çatalın dudağıma değmesinin verdiği his...
Nazik güneş ışığı...
Bugün de yaşıyorum."


Filmi az önce izledim. "Ben dram sevmiyorum." diyerek izlememezlik yapmamanız gereken bir film. Çünkü insana öyle güzel öğütler veriyor ki...

"Yine klişe bir dramdır işte... Yamada için izleyeyim." diyerek başladım. Ama çok şaşırttı beni. Konu ve işleniş sırası bu filmle aynı olan onlarca film koyabilirim önünüze. Ama işleniş ve oyunculuk öylesine hoşuma gitti ki izlediğim en iyi dram oldu. 2 saatlik film daha 10. dakikasında gözlerimi doldurdu. 15. dakikada ise hüngür hüngür ağlamaya başladım, filmin sonuna kadar... Sakinleşmek için yüzümü yıkayıp biraz beklemem gerekti. Beni en çok ağlatan dram 1 Litre Gözyaşı'ydı ama Kyou no Hi wa Sayonara beni çok daha fazla etkiledi.

Gerçek bir hikaye olması daha da bir koyuyor insana.

"Ölüm son değildir."
Filmi izlerken ne kadar bencil olduğumu fark ettim. Yürüyebiliyorum, koşabiliyorum, konuşabiliyorum, zıplayabiliyorum, yemek yiyebiliyorum... Her şeyden önemlisi de sağlıklıyım. Bunlar bize ne kadar sıradan gelse de aslında o kadar harika şeyler ki! Düşünüyorum da dünyada binbir çeşit hastalık, milyonlarca da hasta var. Benim yerimde olabilmek için birçok şey feda edebilecek milyonlarca insan var... Sağlıklı olabilmek için... Yaşamak için...

"Eğer biri bana istediğin şeyi alacaksın deseydi...
'Yaşam' derdim.
İmkansız olmasına rağmen.
Yaşamaktan başka istediğim hiçbir şey yok."

Filmin bazı sahnelerinde kendimden bir şeyler gördüm. Belki de bu yüzden bu kadar çok etkiledi beni, bilmiyorum...

6-7 yaşlarındayken kendime bir söz vermiştim. Eğer ailemden biri -özellikle de annem- benden önce ölürse peşinden gideceğim diye. Ne olursa olsun tutacağım yegane sözümdür bu. Hayallerim var, hedefim var, gerçekleştirmek istediğim şeyler var... Ama ne olursa olsun ailem benim için çok değerli. Sevgimi belli edemem ben. Kızgınlık anımda "Geber!" demiş olsam günlerce pişmanlık duyarım. "Senden nefret ediyorum." demiş olsam aslında çok seviyorumdur. Anneme ya da babama kaç kez sıkıca sarılıp "Sizi seviyorum." dedim merak ediyorum. 10? Belki de 15? 14 yıllık ömrümde 10, belki de 15 kez...

"Hep deniyorum... Yaşama takıntılı olmamayı ve birine aşık olmamayı.
Ama bu imkansız.
Korkuyorum.
Ölmek istemiyorum.

Ben de...
Ölmek istemiyorum.
Ölmek istemiyorum ama yine de düşünüyorum, acaba...
Öldükten sonra ne olacak?"

Film boyunca geçen gün Paul'la konuştuğumuz şeyler geldi aklıma. "Yarın öleceğimizi bilsek ne yapardık?" 

Hepimiz bir şeyler sıralayabiliriz, pekala... Peki yarın, hatta 5 dakika sonra ölmeyeceğimizin garantisini kim verebilir? Öyleyse neden her günümüzü son günümüzmüş gibi yaşamıyoruz?

Bu günü son günümmüş gibi yaşayacağım. Anneme sıkıca sarılıp "Seni seviyorum." diyeceğim, babamı yanağından öpeceğim, abimi de... Şurada onlarla geçireceğim ne kadar zaman kaldı ki? Belki 5 dakika, belki de en iyi ihtimalle 20-30 yıl...

Biliyorum, ertesi gün bütün bu düşüncelerim uçup gidecek. Yine anneme ve babama bağıracağım, abim odama gelince sayıp sayıştıracağım... Ama en azından bir gün de olsa onlara onları gerçekten sevdiğimi göstermek istiyorum. 14 yılda 1 gün bile olsa...

"Özür dilerim... Sizden önce öleceğim için."

Shirushi'nin Fanfic'imsi Rüyaları Vol.2

$
0
0
Daha önce güzel rüyalarımı unutmamak adına buraya yazma kararı almıştım. Yine önceki kadar güzel olmasa da çok güzel bir rüya gördüm ben. :D

Unutmadan yazayım hemen. :D

***

Yine okulun ilk günündeyiz tabii. En arkanın bir önü, kalorifer ve pencere yanını kapmışım. En güzel sıra yani. :D Yanımda da bir kız oturuyor. Tahmin edin kim? Paul. askjfghjl Evet, Paul sıra arkadaşımdı. :D Birbirimizi önceden de tanıyormuşuz. Sohbet ediyoruz işte havadan sudan, tatilden... 

Sonra zil çalıyor. İlk ders edebiyatmış.

Kapı açılıyor birden. Hoca giriyor sınıfa. Hoca kim mi peki? KYUHYUN! :') Edebiyat hocası Kyuhyun! asdjkdhajk Rüyamdaki tutarsızlığa gelin. :D



Kyu, sırayla herkesin defterini kontrol ediyor içeriye girer girmez. Ben geçen senenin defterini getirmişim tabii. :') Paul'a soruyorum "İlk günden defter ne alaka?" diye. Meğer geçen senenin defterine bakıyormuş. "Eh, iyi bari." deyip rahatlıyorum. Sıranın bana gelmesini bekliyorum.

Sıra bize geldiğinde ilk önce Paul'un defterine bakıyor. Uzun uzun inceliyor böyle. "Aferin, çok güzel." deyip Paul'un başını okşuyor. asjkhdkj




Benim defterimi alıyor sonra. Eline alır almaz parçalanıyor defter. :D "Bu ne biçim defter böyle Öykü?" diyor. :D -Öykü, gerçek adım. :D- "Defter işte Kyu!"diye çıkışıyorum ben de. :D

Uzun uzun inceliyor benim defterimi de. Yazım iğrençtir benim. :D Bazen kendi yazdığımı okuyamadığım bile olur. :D "Yazın berbat, defterin berbat... Sözlünü düşükvereceğim senin!" deyip diğer çocuklara geçiyor Kyu. Ben de sıramdan kalkıp elimi omzuna atıyorum ve "Hadi ama Kyu be... Öğretmensin diye pek soğuk oldun. N'aber?" diyorum. O.o Kyu yakın arkadaşımmış meğer askjhdkj

"Ne yapalım, iş başka arkadaşlık başka..." diyor kahkaha atıyor Kyu da. :D Bizim sohbet ilerlemişken sınıftaki kızların bir kısmı tip tip bakıyor bize. Bir kısmı da Paul'a gidip "Bunların arasındaki ilişki ne?" diyor. :D :D Paul ne diyor dersiniz? "Sadece arkadaşlar." asdskhfkl
Meğer kızların hepsi Kyu'ya göz koymuş. :D

En sonunda Kyu da olaya karışıp "Öykü benim çok yakın arkadaşım." falan diyor. Herkes bana kıskanç gözlerle bakıyor tabii. :D Ama bir yandan da çok popüler oluveriyorum. :D

Derken zil çalıyor. Biz de Paul'la teneffüste okulu keşfe çıkmaya karar veriyoruz. Gezinirken boş bir sınıfta ağlayan 7-8 yaşlarında bir kız görüyoruz. Paul, "Neden ağlıyorsun?" diye kızın yanına gidip onunla ilgilenirken ben de "Ben sınıfa gidiyorum." diyerek ayrılıyorum.

Sınıfa gittiğimde sınıfın bomboş olduğunu görüyorum. Hangi ders olduğunu da bilmediğimden nereye gideceğimi de bilmiyorum. Boş boş dolanıyorum okulda. Bu arada Paul'u da kaybetmiş oluyorum. :D En sonunda ders programına bakmak için eve doğru koşmaya başlıyorum.

~~~

Ders programına bakıp okula geri dönüyorum. Ders "Otomobil Kullanma" imiş. asjkfhjkaf 
Rüyamdaki derse geeel. :D

Okulun kocaman bir garajı varmış. Ders orada işleniyormuş. Koşa koşa garaja iniyorum. Ders daha başlamamış neyse ki. :D Neyse, iniyorum garaja. Paul'un yanına geçiyorum yine. "Bu sefer hoca kim çıkacak ki acaba?" diye beklemeye başlıyorum. :D

Veee kırmızı bir Ferrari geliyor. (Bkz. Shirushi'nin kırmızı Ferrari takıntısı)
İçinden kim çıkıyor dersiniz? HENRY! :')

Bu sahneyi gördüğüme yemin edebilirim! asjkhjk
Henry tam Ferrari'sinden inip derse geçecekken ne mi oluyor? Abim kapıyı kırarcasına açıyor ve neye uğradığımı şaşırarak uyanıyorum. :') Hay ben böyle bir rüyayı böyle bir anda mahveden şu abimin... :')

Music Bank Öncesi...

$
0
0
SuJu yarın -saatin 02:52 olduğunu düşünürsek aslında bu gün- 19:40'da Türkiye'ye iniyormuş. Saatlerdir "Umarım uçakları bozulur. Başka bir uçak ayarlanır, o da bozulur. Bir başkası daha ayarlanır ve o da bozulur!" deyip duruyorum içimden. GELMEYİN ABİ GELMEYİN! :')


Konsere gidemediğim için depresyondayım, Türkiye'ye gelecekleri için mutluyum. Çok karmaşık duygular içerisindeyim anlayacağınız. :D

Keşke İstanbul'da yaşıyor olsaydım. Konsere gidemeyecek olsam da -ki kesin giderdim- havaalanına giderdim. -_- İnsan İzmir'de yaşayınca bilet değil de yol sorun oluyor. Music Bank, benim için seçilebilecek en güzel (!) zamanı seçmiş. Ne diyeyim... :')

Tek tesellim Henry'nin gelmiyor olması. :D Ha bir de "Belki de şu an EunHae ya da KyuMin otelde..." diye başlayan evil hayallerim. :D

Konsere giden herkesi çok kıskanıyorum şu an. Twitter'da "Music Bank yolcusuyum :)", "Music Bank bekle beni :)" falan yazan bütün fanlara önce sövüp sonra unfollow yapıyorum kjfhjksdh Abi giden var gidemeyen var. Hava atmasana!  -_- Bakın biletinin fotoğrafını çekip paylaşan ultra görgüsüz kesimden bahsetmiyorum bile... :')

Music Bank günü gidip parama kıyar bol bol abur cubur alırım. Sonra KBS'imi açar böyle günler için aldığım fanlightımı sallaya sallaya "Sarange Şupa Cunioo!" diye böğürürüm. :') TRT Okul'da yayınlanma işi yalan haber çıkmış. Neyse ki KBS World çekiyor.

*Shirushi saçlarını savurur*
Neyse dostlar. Umarım gelemezler ama gelirlerse de umarım kimse taciz etmez bizim çocukları. Ben gitseydim hepsini tek tek edecektim ama siz benim gibi sapık olmayın, çok ayıp ajksfhkjf Kyu'nun poposunu kimse ellemesin özellikle. Lütfen, rica ediciğim. :')

Bu arada Music Bank'lerin açılış şarkısı her zaman o ülkenin ünlü bir şarkısı oluyormuş. Acaba hangi şarkıyı söyleyecekler? :D Lütfen Sezen Aksu, Ajda Pekkan falan olmasın... Aklıma bizimkilerin Çikita Muz söylediği bile geldi gerçi, Ajda Pekkan ne ki? ajkhkajf

Neyse. Ben Incheon'da olduklarına dair fotoğrafları görene kadar uyumayacağım. Uyuyamam zaten meraktan. :D Umarım uçak bozulur. :') Yalnız bozulacaksa bizimkiler binmeden önce bozulsun aman! Jeju adasında falan (?) mahsur kalmasın çocuklar. Jeju'da LOST'a bağlamaları Türkiye'ye gelmelerinden iyi gözüküyor gözüme şu an ama neyse akjhfjk

Neyse işte... Önümüzdeki Super Show'lara falan bakacağız artık... :')
Konsere gidiyorsanız da hava atmayın bak akjfhjk Sevincini paylaşmak ve hava atmak arasında ince bir çizgi var. :')

"Çal kemancı~ Başımın tacı~" Dertliyim dertli... -_-

Music Bank'e Gidemeyen Birinden Music Bank Yazısı...

$
0
0
Efenim bildiğiniz üzere ben konsere gidemeyen, Twitter'da F5'e basıp basıp fancamları gördükçe iç geçiren, konser bitincede üstüne bir bardak su içip "Super Show'da gelirler ya tekrar..." diyerek kendini avutan, hava atan her fan için ayrı ayrı kıskançlık krizine giren ama kendisi gitse havanın âlâsını atacak olan kesimdenim.

Hayır konsere gitmemişim bile, niye yazıyorum ki? Bir anlasam... :D

 Başlamadan önce iki tane notum var. Birincisi, yazıda sadece SuJu'dan bahsedeceğim çünkü Ailee ve diğer gruplar beni pek de bağlamıyor açıkçası ajkhsfjk İkincisi ise FANCAM VE FOTOĞRAFLARIN HEPSİ ALINTIDIR!Credits to the owners yani ajshjfkf


Benim şu "Uçak bozulsun!" ümidim boşa çıktı öncelikle. SuJu geldi, havaalanında büyük bir kalabalık vardı, Donghae şaşırdı falan... :') Incheon fotoğraflarından Henry fırlayacak diye çok korktum ama neyse ki öyle bir şey olmadı. :D Yavrum programdan programa koşuyor zaten, ne işi var buralarda? :') Henry de gelseydi artık ben bile ruh halimi tahmin edemiyorum. İyi ki gelmedi yani. :') 

Şekil 1.1'de gördüğünüz üzere 7 kişiler. Koskoca 15 kişilik grup 7 kişi ha? 

Hangeng ve Kibum zaten yok bildiğiniz gibi. Yesung ve Teuk da askerde. Heenim de yeni döndüğü için gelmedi. Henry ve Zhou Mi, SJ-M üyesi oldukları için gelmediler. Zaten Henry'nin programı da bir hayli yoğun... "Siwon neden gelmedi?" diyecek olursanız, onu gerçekten kimse bilmiyor. :D Çekimler için Hong Kong'da olduğundan başka bir uçakla gelecek dediler. Ama sahnede yokmuş. O.o Kimileri Türkiye'de ama sahneye çıkmadı, kimileri ise gelmedi diyor... Ben geldi de sahneye çıkmadı diyen taraftayım çünkü İstanbul'a giden uçakta olduğuna dair fotoğraf bile çıkmıştı. Neden sahneye çıkmadı bilemiyorum ama keşke çıksaymış. 7 kişi ne ya?! -_-


Efenim şu fancamda Mr Simple ve konuşma kısmını izleyebilirsiniz.

SuJu konserde Miracle, Sexy Free & Single, Mr Simple ve Sorry Sorry'i söylemiş. Toplamda 4 şarkı söylemişler. Konuşma kısmı hakkında birazcık gevezelik etmek istiyorum efenim. :P

Kyuhyun'un o merhabasını 10-15 kez tekrar tekrar dinledim. Biasım diye demiyorum, çok tatlı ajkshjkfh Sungmin'in telaffuzuna ise öldüm, bittim. Adam Korece olsun, Japonca olsun, Türkçe olsun... Her dilde çok sevimli! :') Wookie'ye ise çok güldüm. Dikkat ederseniz eline yazmış söyleyeceklerini, uyanık şey ajkshjk Ama içlerinde ilk dinleyişte anlayabildiğim tek telaffuz da Wookie'nindi, hakkını yemeyeyim. :D En kötü telaffuz için ise Kangin diyorum. :D


Üyelerin Türkçe olarak "Merhaba arkadaşlar, her zaman çok özlüyorduk. Bu gün çok teşekkür ederiz." yazılı pankartlar açması beni gerçekten çok sevindirdi. :') Hatta gözlerim doldu ama mutluluktan mı üzüntüden mi bilemedim. :D

Ayrıca Kyu'nun "terakkur" edişini yerim askjfkfhkj


Bu da fancam;


Veeeeeee... Evet, gecenin bombası Donghae'den geldi. :')

Ben ki milliyetçi duygulardan 23989678 kilometre uzak bir insanım ama benim bile koltuklarım kabardı, ne yalan söyleyeyim. :') Bayrağı öpmesi saygı duyduğu ve sevdiği anlamına geliyor. Sevinmeyelim de ne yapalım? :') Diğer gruplar ve Ailee de Türkiye'yle ilgili sevindirici şeyler yaptı ama en güzeli SuJu'dan geldi, hakkını yemeyin çocuklarımın. :') ELF olduğum için gurur duydum, gözlerim doldu mutluluktan. :')

Hayır okuyan da konsere gittim sanacak. :P Yok öyle bir şey canım. :D Gitmiş kadar oldum ama Twitter sayesinde asdjks 3 saat boyunca F5'e basmaktan parmaklarım yoruldu oğlum. :')

Kıskançlığım yüzünden fotoğraf koymayacağım ama Kangin, Kyu ve Sungmin Türk sunucudan içlerinden birini seçmesini istemiş. Sunucu da "Bir şeyler yapın, ona göre seçeyim." demiş. Sungmin dans etmiş, KYUHYUN SUNUCUYA SARILMIŞ (!!!) ve KANGIN DE ELİNİ ÖPMÜŞ! *Shirushi burada hayallerini bir kenara atıp "Sunucu olacağım ben!" diye çığırmaya başlar*

Ve kız buna rağmen Kangin demiş. :D

  Herkes sunucu kıza kızıyor ama ben aksine Kyu'ya sayıp sayıştırdım. -_- Sinir çocuk. -_-
*hem söverim, hem severim ben evilimi*


 Tam konserin sonlarına gelmişken ben "Neyse artık... Super Show'da yine gelirler. O zaman ne yapar eder giderim!" diyordum ki bir baktım bizim maymun *yazar burada Eunhyuk'u kastediyor* "Super Show'da görüşürüz!" demiş. Ben de "YES BABE YESS! Biliyordum, biliyordum!" diye bağırarak zıpladım evde, evet. :D

Super Show 6'da mı yoksa 7'de mi gelirler diye düşünmeye başladım bile ben... :')

 Her şey çok güzeldi. Gerçekten hala inanamıyorum ben. Gidememiş olsam bile çok mutluyum. :')

***

Aslında bu konserden sonra fark ettim ki iki tane Shirushi var. Biri Fangörl Shirushi, diğeri ise Mantıklı Shirushi. Fangörl yanım "SuJu ayağına kadar geliyor ve sen göremiyorsun!" diyor, mantıklı yanım ise "Görsen ne olacak? Onlar da senin benim gibi insan. Idolleri Tanrı'laştırmanın alemi ne?" diyor. Yine aynı şekilde konsere gidemediğim için üzüldüğümde de mantıklı yanım devreye girerek "Taş çatlasa 30-40 dakika görebilmek için toplamda 20 saat yol çekip bir de biletti, yol parasıydı, yeme içmeydi derken bir ton para harcamana değecek miydi?" diyor. Ya da havaalanında idollere yiyecekmiş gibi saldıran hayranları görünce fangörl yanım "Keşke ben de gidebilseydim, taciz ederdim çocukları ajksdhj" derken mantıklı yanım "İsmini bağırarak peşinde koşuşturan onlarca kız... Ben olsam gerçekten tiksinirdim." diyor.

Sonunda içimdeki savaşı Mantıklı Shirushi kazandı. Tamam, onları seviyorum. Ama görsem ne olacak? Merak ediyorum, acaba havaalanına gitmiş olsaydım ben de bizim çocukların adını bağırıp korumaları ittirerek peşlerinden koşar mıydım acaba? Fangörl yanım koşardı, peki ya mantıklı yanım buna razı olur muydu?

Idollerin peşinden koşarak sesi kısılıncaya kadar bağırıp "Kyu'yla göze göze geldim! Sungmin'e dokundum!" falan demek kendini küçültmek gibi geliyor bana. Yani mantıklı yanıma. Fangörl yanım ise bunları diyenlere kıskanç gözlerle bakıyor...

***

Neyse işte... Kimse MuBank'e gitmeyen birinin MuBank yazısını okumamıştır zaten. Bu yüzden içim rahat. :D


Hyuk'cuğumun 1-2 saat önceki Twitter güncellemesiyle bitirelim yazıyı. "Titanic Türkiye'de yapılır!" yazmış maymunumuz. Hani diyorum madem Titanic yapıyordun Donghae'yi de alsaydın arkana... :P

İşte Bunlar Hep Reklam!

$
0
0
Küçük Filozof, Paul ve ben düşündük taşındık. Fanfic/hikaye blogu açalım dedik. Shounen-ai, yaoi, shoujo, Japon ünlüler, Koreli ünlüler falan filan... Kafamıza göre karalayacağız anlayacağınız. :D Tabii ben genelde yaoi, yani smut yazmayı planlıyorum. :D Hatta şimdiden smut olmasa da EunHae yazdım... :P

Neyse işte. Amacım reklam yapmak anlayacağınız gibi. :D Hani diyorum kendimiz yazıp kendimiz okumasak daha hoş olurdu sanki... :P Bir göz atıverin yani. :D

Hevesimiz çabuk sönmez umarım. Daha önceki girişimlerimiz malum... asjkfhj

Bulutların Üzerindeki Dünya'mızı ziyaret etmek içinTIK TIK.

Adı Bilinmeyen Mim

$
0
0
Paul'dan bir mim almışım. Bir süredir mim yazmak istiyordum ama mimleyen yoktu. Çok iyi oldu bu. :D Teşekkür ediyoruz kendisine. :P

Mimle alakası yok ama boş kalmasın dedim. Her hakkı bana ve kediciğe aittir. asjkhkj
Hayatınızda hiç mucize olarak nitelendirebildiğiniz bir olay yaşadınız mı?

Açıkçası ben mucizelere inanan biri değilim. Her şeyin tesadüfi olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden mucize olarak değerlendirebileceğim bir olay yok.

Ha ama şu aralar beni şaşırtan bir olay oldu, mucize sayılmasa da. :P Yedekten kazandığım okula kayıt yaptırmaya gittik. 70. yedeğe kadar almışlardı ve ben 69.ydum. Kayıt yapılırken bir liste gözüme çarptı. 70. yedek ile aramızda virgül farkı vardı. 8. sınıfın son iki İngilizce sınavında hoca bana 15-20 puan kadar fazla vermişti. Muhtemelen yanlışlıkla yaptı çünkü hiç anlaşamayız kendisiyle. :D Neyse. Ben fark ettiğim halde söylemedim tabii, keriz miyim ben? ajkhsjk

Düşünüyorum da eğer söyleseymişim ya da yanlış hesaplamasaymış o okulu kazanamayacakmışım. :D Kadını hiç sevmem ama gördüğüm gün sarılıp öpeceğim asjhfjk

Almayı düşünüp de alamadığınız ne var?

Düne kadar yeni bir cep telefonu derdim ama dün itibarıyla ona kavuştum. :') Şu an için almak istediğim şey siyah ve mavi dışında herhangi bir renkte kot pantolon. Alamadığımdan değil, evden çıkmaya üşendiğimden almıyorum dostlar. :D Ha bir de yeni ayakkabı isterdim ama ev benim ayakkabılarımdan geçilmiyor zaten, yenisini istemeye utanıyorum fjksh

Kıyafet konusunda takıntılarınız var mı?

Kıyafet konusunda bir günüm bir günümü tutmaz benim. Geçen sene sadece gömlek-tişört-pantolon giyerdim mesela. Hemen hemen bütün kıyafetlerim siyahtı. Sonra ne olduysa ruh halim değişti. Pembe ve sevimli kıyafetler, şortlar da giymeye başladım. Şu an ortaya karışığım anlayacağınız. :D Bir gün siyah gömlek-siyah pantolon giyerim, bir gün mini etek-parlak ve pembe bir bluz... Anlayacağınız takıntım yok işte. :P

Nefret ettiğiniz huylar ve insanlar?

Yapmacık samimiyet, kendini sürekli öven insanlar, benden nefret eden insanlar, beni kıskanan insanlar... Nefret ettiğim insan o kadar çok ki, saymakla bitiremem. :D

Sizi en net tanımlayan kelime?

Bence "eğlenceli".

Hayata yeniden gelme şansınız olsaydı hangi ülkede doğardınız?

Tabii ki de Japonya diyorum efenim. :') Günümüz Japonya'sında doğup fangörl olmak isterdim. :D Olmadı 15. ve 19. yüzyıl arasında bir zamanda, Avrupa'da soylu bir ailenin -mümkünse kraliyet- kızı olarak doğmak fena olmazdı. :D

Tek başına bir insan keyiflenmek için ne yapabilir?

Kelin merhemi olsa kendi başına sürer dostlar.

Nikah masasında evleneceğiniz kişiden "Hayır." cevabı alsanız ne yaparsınız?

Evlenmeyecek adam nikah masasına kadar götürmez işi ama götürdüğünü varsayarak cevap vereceğim. :D

Önce dizilerdeki gibi bir tokat atardım. Sonra küfür ederdim. Sonra da siyah gelinliğimin -evet, siyah gelinlik giyeceğim ben :')- eteğini kaldırarak koşarak oradan ayrılırdım. Ama çok da takmazdım herhalde bu durumu. :D

İnsan kaderini mi yazar, kaderini mi yazar?

Bu soruyu anlamadım ben. "İnsan kaderini mi yazar, kaderini mi YAŞAR?" olacaktı galiba, yanlış yazıldı. Öyle olduğunu düşünerek cevaplıyorum. :D

Çoğu şeye inanmadığım gibi kadere de inanmıyorum dostlar. Yaşadığımız her şey bizim seçimlerimiz sonucunda tesadüflerden oluşuyor. Yani bir nevi biz yazıyoruz diyebilirim. :D

Aklınıza gelen ilk İngilizce kelime?
 
Night. Gördüğüm rüyaları unutmamak için uyanınca baktığım ilk yere "Bu gece rüyanda ne gördün?" yazısı asmıştım. Şimdi de onu gördüm, aklıma "night" sözcüğü geldi. :D
 
Yazımın iğrençliğine gelebilir miyiz? ajkshjk
İnternette sahip olduğunuz ilk nickname?

Hatırlamam imkansız! :D 6-7 yıl önceki şeyi nereden hatırlayayım ki? :D Ama 2,5 yıl kadar önce Korea-Fans'taki ismim FTI.Öykü'ydü. Bunu sayabiliriz sanırım. :D FTI = F.T. Island. Evet, doğru tahmin ettiniz. :D  
 
Şu an kullandığım isimler ise çoğunlukla Shirushi, bazen de Xienihao ve Taiyouoai. :')
 
***

Ben de bu mimi bir süredir mim yazmadığı ve eğlenceli yazılarını özlediğim için Haruka'ya pasladım gitti. Yazmak isterse kolay gelsin. :')
Viewing all 178 articles
Browse latest View live